Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13626 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11142 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/05/2007NUMARASI : 2005/283-2007/167Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak miras bırakanları M. K.’ın kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla malvarlığının önemli bir bölümünü ölünceye kadar bakma akdi ile davalılara temlik ettiğini, yapılan işlemin ivazsız olduğunu, bakım yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, murisin bakıma muhtaç olmadığını, gerçekte bağış yapıldığını ileri sürerek davalılar adına olan kaydın miras payı oranında iptal tesciline, kamulaştırılan taşınmazlar bakımından miras payına düşen kısmın tahsili olmadığı taktirde tenkise karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; muvazaa olgusunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal tescil ve bedel tazmini olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; mirasbırakan M. K.’ın dava konusu . ada, 10 parsel sayılı taşınmazı ikinci eşi N. K.’a, 101 ada, 4,102 ada, 6,7,8,9, ve 103 ada, .. parsel sayılı taşınmazları ise torunu F. K.’a 07/07/1999 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile 1040,1029,824 ve 1048 parsel sayılı taşınmazları ise ilk eşinden olma oğlu Ziya Kılıç’a 11/10/1995 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiği görülmektedir. Davacılar, anılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir. Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve olgulara göre inceleme ve araştırma yapılarak miras bırakanın gerçek iradesinin tesbit edilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere eksik araştırmaya dayalı olarak sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.