Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1360 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9674 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Mersin 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/02/2015NUMARASI : 2014/391-2015/104ŞİKAYETÇİ : Akbank T.A.Ş. Vek. Av. Serkan SinanoğluŞİKAYETOLUNANLAR :1- Hasan Şenzeybek Vek. Av. Tufan Tuncer 2-Nejla SolakTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan Hasan Şenzeybek vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Şikayetçi vekili, müvekkilinin şikayet olunan Nejla Solak'tan olan alacağının tahsili için Mersin 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/4587 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, icra takibinin kesinleşmesi sonucunda, şikayet olunan Nejla Solak'ın ½ hissesine sahip olduğu, Mersin İli, Mut İlçesi, 825 parsel sayılı taşınmaz üzerine, 17.05.2012 ve 07.08.2012 tarihinde haciz konulduğunu, Nejla Solak'ın borçlu, şikayet olunan Hasan Şenzeybek'in alacaklı olduğu Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2011/9456 E. sayılı dosyasında ise aynı taşınmaz hissesi üzerine 24.07.2012 tarihinde haciz konulduğunu, söz konusu taşınmazın bu arada kamulaştırılması üzerine kamulaştırma bedeli olan 7.574,59 TL'nin paylaştırılması için Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nce 11.09.2012 tarihli sıra cetveli düzenlendiğini, sıra cetvelinde şikayet olunan Hasan Şenzeybek'in haciz tarihinin önce olduğu belirtilerek birinci sırada yer verildiğini, müvekkilinin haciz tarihinin daha önce olduğunu ve birinci sırada yer alması gerektiğini, ayrıca aynı taşınmaz üzerine 24.04.2014 tarihinde Mut Asliye Hukuk Mahkemesi'nin2014/298 D.İş sayılı dosyasından devir ve temliki önleyici şerh konulması sebebiyle satış isteme süresinin de durduğunu, bu nedenle sıra cetvelinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan Hasan Şenzeybek, alacaklı olduğu Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2011/9456 E. sayılı dosyasında borçluya ait taşınmaz üzerine 24.07.2012 tarihinde haciz şerhi konulduğunu, kendi haczinin daha önceki tarihli olduğunu, şikayetçinin yasal süre olan bir yıl içinde satış istememesi nedeniyle haczinin düştüğünü, mahkemece konulan tedbirin satış istemeye engel olmadığını, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Şikayet olunan Nejla Solak, şikayetçinin yasal süre olan bir yıl içinde satış istememesi nedeniyle haczinin düştüğünü savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçinin alacaklı olduğu Mersin 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/4587 E. sayılı icra dosyasında, bedeli paylaşıma konu olan borçluya ait taşınmaz üzerine 07.05.2012 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu, icra takibinin 23.05.2012 tarihinde kesinleşmesi ile birlikte ihtiyati haczin de kesinleştiği, şikayet olunan Hasan Şenzeybek'in haciz tarihinin ise 24.07.2012 olduğu, buna göre şikayetçinin haczinin daha önceki tarihli olduğu, geçerliliğini koruduğu ve sıra cetvelinin hatalı düzenlendiği gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan Hasan Şenzeybek vekili temyiz etmiştir.Şikayet, sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir. İİK'nın 142/1. maddesi hükmüne göre, "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir." Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve kendisine pay ayrılan alacaklıları ifade eder. Şikayet, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer anlatımla kendine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmelidir. Somut olayda, şikayete konu sıra cetvelinde borçlu Nejla Solak'ın alacaklı sıfatı bulunmadığından, şikayetçinin adı geçen aleyhinde şikayette bulunmasında hukuki yararı bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece, borçlu Nejla Solak yönünden şikayetin, HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekirken, adı geçeni de içerecek şekilde şikayetin kabulü doğru olmamış ise de, hüküm şikayet olunan borçlu tarafından temyiz edilmediğinden bu hususta bozma yapılmamıştır. İİK'nın 142. maddesinde, cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebileceği düzenlenmiş olup, bu madde hükmü ile sıra cetveline itiraz hakkı takip alacaklılara tanınmış ise de her alacaklı bu hakkı haiz değildir. YHGK'nın 05.03.2008 tarih ve 19-161 E., 213 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sıra cetveline itiraz eden alacaklının icra takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin bulunması gerekir. Sıra cetveline yönelik itirazda bulunma yetkisi, bu itiraz üzerine düzenlenecek yeni sıra cetveline girme hakkı bulunan alacaklılara tanınmıştır. Bir diğer ifade ile bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunmayan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte de hukuki yararı yoktur.Şikayetçinin alacaklı olduğu Mersin 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/4857 E. sayılı dosyası kapsamından, şikayetçi tarafından 07.05.2012 tarihli ihtiyati haciz kararına dayalı olarak ilamsız icra takibine başlandığı, 17.05.2012 tarihinde borçluya ait taşınmaz hissesine haciz konulduğu, ödeme emrinin borçluya 15.05.2012 tarihinde tebliğ edildiği, taşınmazın tapu kaydına 24.04.2014 tarihinde, kamulaştırma sebebiyle, Mut Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/128 D.İş sayılı dosyasından devir ve temliki önleyici şerh konulduğu, taşınmazdaki borçlu payına düşen kamulaştırma bedelinin 04.09.2014 tarihinde, sıra cetvelinin düzenlendiği şikayet olunanın alacaklı olduğu Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2011/9456 E. sayılı icra dosyasına gönderildiği, şikayetçi tarafa satış takibine bulunulmadığı anlaşılmıştır. 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun ile değiştirilen İİK'nın 106/1 maddesi, değişiklikten önce, "Alacaklı haczolunan mal taşınır ise bir sene, taşınmaz ise iki sene içinde satılmasını isteyebilir." hükmünü, 110. maddesi "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya takip geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar." hükmünü içermekte idi. İİK'nın, 6352 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile değişik 106. maddesi; "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir." hükmünü içermektedir. 6352 sayılı Yasa, 05.07.2012 tarih 28344 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olup, Yasanın yürürlüğüne ilişkin 106. maddesi hükmü uyarınca, anılan 21. madde yayım tarihinden altı ay sonra 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Aynı Yasa'nın 38. maddesiyle İİK'ya eklenen Geçici 10. maddesiyle, bu Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edileceği hükmü getirilmiştir. Getirilen bu hükümden, 6352 sayılı Yasa değişikliğinin, takip tarihinden itibaren değil, haciz, satış gibi başlatılan her bir takip işlemi tarihi esas alınarak uygulanacağı anlaşılmaktadır. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 12.02.2013 tarih ve 2012/28045 E., 2013/3913 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 20.02.2015 tarih ve 2014/3595 E., 2015/1053 K; 09.11.2015 tarih ve 5584 E., 7135 K. sayılı ilamları da bu yöndedir) İİK'nın 59. maddesi ise "bir talepte bulunan taraf bununla ilgili masrafları peşin olarak verir" hükmünü içermektedir. Haciz düşse dahi icra takibi ayakta kalmaya devam eder.Şikayetçi alacaklı tarafından konulan ihtiyati haciz 23.05.2012 tarihinde kesinleştiğinden, İİK'nın 106. maddesinin bu tarihten itibaren, 6352 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önceki 106. madde uyarınca iki yıl içerisinde satış istenmelidir. Haczedilen taşınmazın tapu kaydı üzerine, taşınmazın aynı ile ilgili bir davada, taşınmazın el değiştirmesini önleyecek nitelikte tedbir kararı verilmiş ise, bu tedbir kararında açıkça, "cebri icra yoluyla satılamaz" şeklinde bir açıklık yok ise, bu tedbir kararı taşınmazın cebri icra yoluyla satışını önlemez. Taşınmaz üzerindeki satış ve devri önleyici şerh, İİK'nın 106. maddesindeki hak düşürücü sürelerin işlemesini engeller nitelikte değildir. Şikayetçi şerhin konulduğu tarihe kadar satış isteyebileceği gibi, şerhin konulmasından sonra tedbirin kalkması ihtimaline binaen haczinin düşmemesi için İİK'nın 106. maddesindeki sürelerde satış talebinde bulunmalıdır. Haczinin düşmemesini sağladıktan sonra kamulaştırma bedelinin, satış talebi mahiyetinde kendi dosyasına gönderilmesini talep etmesi mümkündür. Bu durumda mahkemece, şikayetçinin haczinin düştüğü, sıra cetveline itirazda bulunmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan Hasan Şenzeybek vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.