MAHKEMESİ : MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/09/2008NUMARASI : 2008/282-2008/529Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden davalıya ait 159 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek tapu iptali ve muhtasatların yıkımı isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, idarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin çekişmeli taşınmaza ilişkin bölümünün idari yargı yerince iptal edildiği, hukuka uygun bir kıyı kenar çizgisinin kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çekişmeli taşınmazın 28.11.1997 tarih 5/3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca belirlenen kıyı kenar çizgisine göre tanımı 3621 sayılı yasanın 4. maddesinde yapılan kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali, sicilin kütükten terkini ve muhtesatın yıkımı isteklerine ilişkindir.Mahkemece, idarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin idare mahkemesince iptal edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davada ileri sürülen iddia ve savunmanın içeriğine göre, yanlar arasındaki uyuşmazlığın ‘kıyı kenar çizgisinin’ belirlenmesinden kaynaklandığı açıktır.Bilindiği üzere; son kez yürürlüğe giren 362l sayılı kıyı kanunu'nun "kıyı kenar çizgisini"belirleme yöntemine ilişkin 5 ve 9.maddeleri, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı kapsamı dışında bırakılmış; anılan kanun maddesinin uygulanmasına yorum getiren ve görülmekle olan davalarda dikkate alınması zorunlu bulunan 28.ll.l997 gün ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararın da "kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğuna; ancak 362l sayılı Kıyı Kanunu'nun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine”işaret edilmiştir. O halde; öncelikle idare tarafından 362l sayılı Kanunun 9.maddesi hükmüne göre "kıyı kenar çizgisi" haritasının düzenlenip, düzenlenmediği araştırılmalı, ondan sonra, üç jeolog veya Jeoloji mühendisi veya Yüksek mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu ve Tapu Fen Memuru aracılığıyla yerinde keşif yapılmalı; harita düzenlendiğinin ve yukarıda değinilen İçtihadı Birleştirme Kararı'nda belirtildiği şekilde işlem gördüğünün, böylece davanın taraflarını bağlayan bir içerik kazandığının anlaşılması durumunda "kıyı kenar çizgisi" idarenin düzenlendiği harita ya değer verilerek saptanmalıdır. Harita düzenlenmediğinin ya da düzenlenip de 5/3 Sayılı Kararda yazılı olduğu gibi bizzat bildirim yapılmadığının veya ilanen bildirime karşın, idari yargıya başvurulmadığının ortaya çıkması halinde ise, kıyı kenar çizgisi, bilimsel verilerden ve düzenlenmiş olmakla birlikte bağlayıcılık niteliğini kazanamamış haritadan delil olarak yararlanılarak belli edilmeli belirlenen çizgi Tapu Fen memuru sıfatını taşıyan uzman bilirkişinin krokisine infazda kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yansıtılmalı ve sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.Somut olaya gelince, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda bir araştırma yapılarak kıyı kenar çizgisi belirlenmemiş, ayrıca davalının savunmasında ileri sürdüğü Marmaris As. H.M’ nin 1978/61 Es. sayılı dosyası irdelenmemiş, taşınmazın dayanak kayıtlarının tescil ilamı ile oluşup oluşmadığı değerlendirilmemiştir.Hal böyle olunca; öncelikle çekişmeli taşınmazın sicil kaydının hazinenin taraf olduğu ve kıyı kenar çizgisinin irdelendiği tescil kararı sonucu hükmen oluşup oluşmadığı ve ortada kesin hüküm veya kesin delil bulunup bulunmadığının belirlenmesi, ondan sonra duruma göre yukarıda değinilen ilkeleri kapsar biçimde inceleme ve araştırması yapılarak kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, idarece çizilen kıyı kenar çizgisinin idari yargı yerinde iptal edilmesinin davanın reddi için gerekçe yapılarak eksik inceleme ile yetinilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,16.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.