MAHKEMESİ : ANKARA 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 27/12/2007NUMARASI : 2004/237-2007/520Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 758 ada 46 parsel sayılı taşınmazın işgalen davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalı, dava konusu taşınmazın davacı adına tescilinin yapılmamış olduğunu, işgal konusu yapılan şelale ve büfenin de kamuya ayrılan yer üzerinde kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı belediyenin davacı idareye ait taşınmaza şelale ve büfe yapmak suretiyle elattığının belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Davacı, çaplı taşınmazına yapılanmak suretiyle elatıldığı iddiasıyla elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu edilen 758 ada 46 parsel sayılı taşınmaz kaydının imar uygulaması sonucu kapatılmış olduğu sonradan davacı idare tarafından, çekişmeli yeri de kapsadığı iddia edilen alan yönünden, tescil davası açıldığı, dava sonucunda Ankara 26.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/70 Esas, 2000/809 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiği, ancak tapu idaresince, mahkeme kararına dayanak bilirkişi krokisinde kullanılan yöntemlerin hatalı olduğu belirtilerek, mahkeme hükmünün infaz edilmediği ve böylelikle kayda yansıyan tescil işleminin bulunmadığı, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan da belirtilen mahkeme hükmünün infazını sağlamak üzere davacı idare tarafından yeniden dava açıldığı, davanın Ankara 25.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/69 Esas sayılı dava dosyasında derdest bulunduğu anlaşılmaktadır.Nitekim, dava konusu edilen yerle ilgili kayıtlara yansıyan çap kaydı bulunmadığı mahkeme kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda da ifade edilmiştir.Bu durumda çekişmeli yapıların davacıya ait taşınmaz kapsamında olup olmadığı kesin biçimde saptama olanağı bulunmamaktadır.Hal böyle olunca ve davada yıkım isteği de bulunduğuna göre belirtilen tapu iptali ve tescil davasının sonucunun beklenmesi, oluşacak kayıtlara göre yeniden çekişmeli yerde keşif yapılarak belirlemeler yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının temyiz itirazları bu nedenle yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.