Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13539 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 11350 - Esas Yıl 2012





Dava, İİK'nın 269/c maddesine dayalı itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davalı kiracının itirazının kaldırılmasına, taşınmazdan tahliyesine, davalı A.G.D.'ye ilişkin davanın reddine karar verilmiş, karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.1- Tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Taraflar arasında düzenlenen 01.03.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Aylık kira bedeli 1750 TL. olup her ayın 1 ila 5 I arasında ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı kiralayan 08.02.2012 tarihinde davalılar hakkında başlattığı haciz ve tahliye istemli icra takibi ile aylık 1.750 TL. üzerinden ödenmeyen 2011 Şubat-2012 Şubat ayları 13 aylık kira bedeli toplamı 22.450 TL'nin tahsilini istemiş, her iki davalıya da 09.02.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme ermine karşı davalılar vekili “15.02.2012 tarihinde davalıların borcu bulunmadığını, davalı A.D.'in kira sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını, ödemelere ilişkin dekontların dosyaya ibraz edildiğini” ileri sürerek itirazda bulunmuştur. Davacı vekili “kira bedellerinin eksik yatırıldığının banka dekontları ile sabit olduğunu, bakiye alacağın mevcut olduğunu” bildirmiştir. Davalı tarafından ibraz edilen belgelerden yapılan ödemelerin hangi ay kirasına ilişkin olduğu belli değildir. Mahkemece 2008 yılından itibaren davalı tarafından yapılan ödemelere ilişkin ekstrelerin ilişkin olduğu belli değildir. Mahkemece 2008 yılından itibaren davalı tarafından yapılan ödemelere ilişkin ekstrelerin ilgili bankadan getirtilip uzman bilirkişi tarafından inceletilerek ödenmeyen kira alacağının belirlenmesi ve bu miktar üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.Ayrıca kira sözleşmesinin 10. maddesinde davalı A.G.D.'in kiracının kefili ve aynı zamanda Borçlar Kanunun 110. maddesianlamında garantörü olduğu ve kiracı ile birlikte aynı zamanda kendisi hakkında yasal işlem yapılmasını kabul ettiği kararlaştırılmıştır. Adı geçen davalı kira sözleşmesine garantör olarak imza attığına göre kira sözleşmesi boyunca sorumluluğu devam eder. Bu durumda garantör olan davalının sorumluluğu tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇYukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.