Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13524 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 12226 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : BOZYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/07/2009NUMARASI : 2008/194-2009/155Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakan anneleri S.Y..'ın 104 parsel sayılı taşınmazdaki payını mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı oğluna temlik ettiğini saklı paylarının zedelendeğini ve tenkisi gerektiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptal edilerek payları oranında mirasçılar adına tescili isteminde bulunmuşlardır.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tapu iptal, tescil ve tenkis isteklerine ilişkindir. Mahkemece, tenkis isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; tarfların ortak miras bırakanı S..'nin 104 nolu parseldeki maliki olduğu 28/100 payını 19.07.1993 tarihinde davalı Y...'a bağış yoluyla temlik ettiği görülmektedir.Gerçekten de, bu nitelikli temliklerin koşulların varlığı halinde tenkis hükümlerine tabi olacağında kuşku yoktur. 743 sayılı M.K'nun 513. maddesinde öngörülen süreler zamanaşımı iken, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı yasanın aynı hususta öngördüğü sürelerin 571. maddesi ile hak düşürücü süre olarak kabul edildiği görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, hak düşürücü süreler kamu düzenine ilişkin olup davada bulunmaması gerekli olumsuz dava şartlarındandır. Ayrıca mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekli bir kuraldır. Miras bırakan S.. 05.08.2002 tarihinde ölmüştür.TMK'nun 599.maddesi hükmü uyarınca ölüm ile tereke mirasçılara intikal eder ve mirasçılar tereke üzerinde TMK'nun 705.maddesi uyarınca tescilden önce hak sahibi olurlar. Miras bırakanın ölüm tarihi ile davanın açıldığı tarih arasındaki geçen süre gözetildiğinde hak düşürücü sürenin geçtiği izlenimi uyanmaktadır.Nevar ki, mahkemece bu konuda bir araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın işin esası bakımından hüküm kurulmuştur.O halde, davada olumsuz dava şartının bulunup bulunmadığının irdelenerek tespit edilmesi ve ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esası bakımından inceleme yapılmasına şimdilik yer olmadığına,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,21.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.