MAHKEMESİ : ADALAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/02/2009NUMARASI : 2006/84-2009/18Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 21 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 3,6 ve 8 nolu daireleri satın aldığını, ancak davalı S.’nin haksız olarak 3 ve 6 nolu daireleri işgal edip, 8 nolu daireyi de diğer davalı Jupnun’a kiraya verdiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.Davalılardan Serpuhi davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, müdahale olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle 3 ve 6 nolu daireler yönünden açılan davanın kabulüne; 8 nolu daire hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü Dava, çaplı taşınmazdaki bağımsız bölümler ile bu bölümlerden birisi üzerine yapılan ilave yere el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, 3 ve 6 nolu bağımsız bölümler bakımından davanın kabulüne; 8 nolu yer olduğu ileri sürülen ve müstakil bir sicil kaydı bulunmayan yer yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Çekişme konusu 21 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binada kat mülkiyetinin kurulu olduğu ve 3 ile 6 nolu bağımsız bölümlerin kayden davacıya ait bulunduğu, davalı S..'nin anılan bu bağımsız bölümlerde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak haklı ve geçerli sebebi olmaksızın kullandığı saptanmak suretiyle davanın kabul edilmiş olması doğrudur.Nevar ki, anılan 6 nolu bağımsız bölüm üzerinde bulunan (8 nolu daire olarak belirtilen) dava konusu yerin bir sicil kaydının bulunmadığı sabit olup, bu yerin mimari projesi dışında sonradan ilave edildiği, yine davalı tarafından diğer davalı Jupnun'dan kira alınmak suretiyle muaraza yaratıldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nun 719. maddesi taşınmazların yatay mülkiyet kapsamını belirlerken 718. maddesi de dikey mülkiyeti kapsamını saptamaktadır. Buna göre, taşınmazın üzerindeki hava ve altındaki yer katmanlarının kullanılması mümkün olduğu taktirde, zeminin mülkiyetinden ayrı düşünülemeyeceği ve arzın mülkiyeti kapsamında kaldığı ve ona tabi olduğu kabul edilmelidir.Öte yandan TMK'nun 683.maddesi hükmü gereğince, bir şeye malik olan kimse yasaların el verdiği ölçüde o şeyden yararlanma, tasarruf ve kullanma hakkına haizdir. Diğer taraftan malikin mülkiyetine yönelik bir tecavüzün varlığının saptanması halinde, ona malik olan kimsenin mülkiyet hakkına dayanmak suretiyle tecavüzü defetmek hakkının varlığı da tartışmasızdır.Öyle ise, anılan yer bakımından da el atmanın önlenmesine ve belirlenecek ecrimisilin karar altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince, BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12,2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.