Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13520 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11913 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: ALAÇAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/05/2010NUMARASI : 2008/49-2010/203Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 7 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davalı ile birlikte miras bırakanlarından dolayı paydaş bulunduklarını, davalı tarafın payından fazla yer kullanması sebebiyle paylarını kullanamadıklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulüne dair karar; Dairece; “…tarafların taşınmazda paydaş oldukları gözetilerek değinilen ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılarak, davacıların taşınmazda payına karşılık kullanabileceği çekişmesiz yer olup olmadığının açıkça saptanması toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği …”gerekçesiyle bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, paya vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne dair kurulan karar, Dairece; “…davacıların taşınmazda payına karşılık kullanabileceği çekişmesiz yer olup olmadığının açıkça saptanması toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine…” değinilerek bozulmuştur. Hemen belirtilmelidir ki, mahkemece davacıların taşınmazda kullanabileceği bir yerin olmadığı saptanarak elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, elatmanın önlenmesi isteği yönünden davacıların payları oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken her bir davalının malik olduğu paya karşılık gelecek biçimde miktar hesaplaması yapılarak bu miktarlardan fazla kullanılan kısma elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğru değildir. Başka bir ifadeyle, paylı mülkiyet üzere olan taşınmazda müstakil mülkiyet oluşturulacak şekilde kullanma durumu yaratılması Türk Medeni Kanununun 688 ve davam eden hükümleriyle bağdaşmaz. Öte yandan, ecrimisil isteği yönünden de paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi davalarında intifadan men koşulunun aranacağı yargısal uygulamalar gereğidir. Mahkemece intifadan men koşulunun oluşup oluşmadığı da tam olarak açıklığa kavuşturulmamıştır. Öyleyse mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirildiği söylenemez. Bilindiği üzere bozmaya uyulmakla tarafları yararına usulü kazanılmış hak doğar.Hal böyle olunca, davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.