MAHKEMESİ : SİLİVRİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 09/06/2009NUMARASI : 2008/393-2009/194Taraflar arasında görülen davada;Davacı, çekişmeli 226 ada, 1 parsel sayılı taşınmazdaki payını R.G..’a satması için R. S..’na vekâletname verdiğini, vekâletnamenin hata, hile ve tehdit ile elinden alındığını, vekili azlettiği halde satışın yapıldığını, satış bedelinin de kendisine ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı R. S.., harcın eksik olduğunu, dava konusu taşınmazda malik olmadığını husumet yöneltilemeyeceğini, kesin hüküm bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar; kesin hüküm nedeniyle davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece; husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava; iptal tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece; husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacının; dava dilekçesinde taşınmazla ilgili olarak bir değer belirtmediği, yargılama sırasında da taşınmazı değeri konusunda bir açıklama yaptırılmadığı, keşfen değerin saptanmadığı ve harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edildiği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür davalarda, HUMK.’nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca; dava değerinin ve buna göre alınacak harcın çekişme konusu taşınmazın ve üzerindeki muhdesatın değerinin toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur. (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) Bilindiği üzere; 492 Sayılı Harçlar Yasası, harcın alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Anılan Yasasının 30. ve 32. maddelerinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.Hal böyle olunca; dava dilekçesinde sicil kaydının iptali ve tescili istenilen çekişmeli taşınmazla ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya çekişme konusu taşınmaz malın değerinin sorularak açıklattırılması, değere itiraz edilmesi halinde keşfen değerin saptanması, belirlenecek değer üzerinden nispi tarife göre harcın tamamlatılması, işin esasının incelenerek hükme bağlanması gerekirken, maktu harç alınmakla yetinilmesi isabetsizdir. Davacı temyiz dilekçesinde sair nedenler demek suretiyle bu hususa değinmiştir.Öyleyse, davacının temyiz itirazları bu yönüyle yerindedir. Kabulü ile hükmün öncelikle açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.