Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13402 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10478 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/04/2010NUMARASI : 2007/25-2010/129 Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden paydaş bulundukları 7460 parsel sayılı taşınmazdaki binanaya kendilerinin rızası olmadan baz istasyonu kurulması için davalıların sözleşme yaptıklarını, baz istasyonundan yayılan radyasyonun insan sağlığına zararlı olduğunu, davalı H..'in 1998 yılından itibaren almış olduğu kira bedelinden kendilerine hiçbir ödeme yapılmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, baz istasyonunun kaldırılması ve 5.000 Doların davalı H..'den tahsilini istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, baz istasyonunun sağlığa zararlı olmadığı, kira gelirinden davacılarında hak sahibi olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar ve davalı H.. A.. vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve alacak isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; çekişme konusu 7460 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu ve tüm paydaşların iştiraki ile davalı ... İletişim Hizmetleri A.Ş. ile 10.10.1999 başlangıç tarihli 5 yıl süreli GSM sistemi için gerekli anten ve direklerinin montesi konusunda kira sözleşmesi yapıldığı, 23.12.1999 ve 19.7.2004 tarihlerinde davacıların toplam 320/600 oranında pay satın almak suretiyle taşınmazda paydaş duruma geldikleri, sonradan paydaş olan davacılar ayrık tutularak paydaşlardan davalı H.. ile diğer davalı .. İletişim Hizmetleri A.Ş. ile 10.10.2004 başlangıç tarihli yeni bir kira sözleşmesi akdettikleri görülmektedir.Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme neticesinde davalı H.. aleyhine tazminattan kaynaklanan değerin hüküm altına alınmasına yönelik kararda bir isabetsizlik yoktur. Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak, hemen belirtilmelidir ki paylı mülkiyete konu taşınmazda geçerli bir kira sözleşmesinden bahsedebilmek için TMK nun 691. maddesi hükmü gereğince pay ve paydaş çoğunluğu ile gerçekleştirilmesi gerekir.Oysa somut olayda, ikinci kira sözleşmesi davalı H.. tarafından yapılmış, paydaş olan diğer malikler yer almamışlar ve BK nun 38. maddesinde öngörüldüğü şekilde yapılan akte icazet verilmediğine göre anılan ikinci sözleşmenin davacıları bağlayacağı söylenemez.Hal böyle olunca; mahkemece geçerli bir sözleşmenin bulunmadığı gözetilmek suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir . Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,15.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.