Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1333 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18165 - Esas Yıl 2014





Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil.. ile .. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 16.01.2013 gün ve 490/2 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, 20.01.1987 tarihli miras taksim sözleşmesine dayalı olarak 505, 862 ve 1061 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı taraf vekilleri ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece, 1062 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, 505 ve 1061 parsele yönelik davanın ise ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı vekili dava dilekçesinin açıklama bölümünde dava konusu taşınmazları 505,862 ve 1061 parsel olarak belirtmiş, dilekçenin sonuç kısmından ise 862 nolu parsel,1862 parsel olarak gösterilmiştir. Yargılama devam ederken 29.04.2009 tarihli ara kararında davacı vekiline dava dilekçesinde 1862 parsel olarak belirtilen taşınmazın parsel numarasını 1062 parsel olarak tavzih etmesi için süre verilmesi üzerine 13.05.2009 havale tarihli dilekçe ile talepte bulunulan taşınmaz 1062 parsel olarak düzeltilmiştir.Davacı vekili 17.05.2012 tarihli keşif sırasındaki beyanında ise dava dilekçesinde 1862 parsel olarak bildirilen taşınmaz ... köyünde bu numarada bir taşınmazın olmadığından ve 1062 sayılı taşınmaz ile de davanın ilgisi bulunmadığından 1062 parsel ile ilgili keşif yapılmamasını, durumu açıklığa kavuşturduktan sonra davayı ıslah edeceklerini bildirmiştir. 20.06.2012 havale tarihli keşif sonrası sunulan dilekçede ise taksime konu taşınmazın 862 parsel olmasına rağmen 1862 olarak yazıldığı ancak yanlışlığın daha sonra giderildiği, dava ile hiçbir ilgisi olmadığı halde duruşma ara kararı gereğince talebin 1062 parsel olarak belirtildiği, 862 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili karar verilmesi talep edilmiştir.Dosya içinde mevcut bilgi ve belgelere göre... parsel tarafların murisi ...'e, aynı köydeki 1062 parsel sayılı taşınmaz ise davanın tarafları ile ilgisiolmayan ... adına tam hisse ile kayıtlıdır. Davacı vekili dava dilekçesindeki maddi hataya dayalı olan yanlışlığı yargılamanın her aşamasında düzeltebilir. Talep konusu taşınmaz mahkemenin ara kararı doğrultusunda 1062 parsel olarak düzeltildikten sonra keşif sırasında dava konusu taşınmazın 862 parsel olduğunun anlaşılması üzerine maddi hatayı düzeltmiş olmasına rağmen bu husus ıslah olarak yorumlanarak yerel mahkemece HMK'nun 176/2 maddesi gereğince bir davada birden fazla ıslah yapılamayacağından ve 1062 parsel sayılı taşınmaz üçüncü şahıs adına kayıtlı olup taraflarla ilgisi bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı tarafın dayandığı 20.01.1987 tarihli miras taksim sözleşmesinin incelenmesinde, 12.12.1976 tarihinde vefat eden ... mirasçıları arasında birden fazla taşınmazın paylaşımı hakkında düzenlendiği, taşınmazlardan bir bölümünün parsel numaralarının sözleşmede yazılı olduğu, bir kısım taşınmazların ise mevki ve yüzölçümü belirtilerek paylaşıma konu edildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nun 31. maddesi ''Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.'' hükmünü içermektedir. Mahkemece, davacı tarafa süre ve imkan verilerek dava konusu yerlerin sözleşmede yazılı olan hangi taşınmazlar olduğunun açıklattırılması, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak yeniden yapılacak keşif ile dava konusu edilen taşınmazların sözleşmede yazılı taşınmazlar olup olmadığının belirlenmesi ve dosya içerisinde mevcut olan 24.06.1996 tarihli miras taksim sözleşmesinin, davacı tarafça dosyaya sunulan ve davaya dayanak olan 20.01.1987 tarihli miras taksim sözleşmesini hükümsüz hale getirip getirmediği hususunun da açıklığa kavuşturulması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması nedeni ile de bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın (1 ve 2) sayılı bentlerde açıklanan sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3 maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.