MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Suç uydurma, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaSuç uydurma ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay tarihinden iki gün önce katılana ait işyerinde çalışmaya başlayan sanığın, kendisine verilen siparişlerin tahsilatını gerçekleştirme işi neticesinde elde ettiği 600 TL'yi teslim etmeyerek kendi tasarrufu altına alarak paraların faili meçhul kişilerce yağma suretiyle kendisinden alındığını beyan ettiği, olayın kolluğa intikal etmesinden sonra sanığın, yağma iddiasının doğru olmadığını, paraya ihtiyacı olması sebebiyle böyle bir suçun işlendiği hususunda yalan söylediğini beyan etmesi üzerine suç uydurma ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarının işlendiğinin iddia edildiği olayda;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sanık tarafından katılana siparişlerin tahsilatı olarak teslim edilmesi gereken paranın faili meçhul kişilerce kendisinden alındığını katılana beyan etmesi üzerine katılanın 155'i arayarak durumu polise bildirmesi neticesinde yağma suçundan soruşturma başlatıldığının anlaşılması karşısında; sanığa atılı suç uydurma suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi;2- TCK'nın 155/2 maddesine göre kurulan hükümde, hapis cezasının yanında adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiği halde adli para cezasına hükmedilmemesi,3- 5237 sayılı TCK'nın 53.maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. Fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,4- Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kararı gereğince; 5237 sayılı TCK'nın 53.maddesinin 1-b bendinde yer alan, “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan...” ibaresinin bazı durumlarda Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiği, söz konusu iptal kararının da, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak 29542 sayı ile yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve hükümde TCK'nın 53. maddesi uygulanırken,” seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan...” yoksun bırakma kararının verilmiş olması nedeniyle, lehe olan söz konusu iptal kararı nedeniyle değerlendirme yapılmaması,Kanuna aykırı olup, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 09/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.