Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının Maliye Hazinesi yönünden reddine, diğer davalı TOKİBaşkanlığı yönünden ise kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi, davalı TOKİ Başkanlığı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş, olmakla duruşma için belirlenen 11.06.2013 günü temyiz eden davalı TOKİ Başkanlığı vekili Av. M.K. ile aleyhlerine temyiz olunan davacı vekili Av. Ç. B. ile Hazine vekili Av. G. Ş.'nin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.KARARDava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece Maliye Hazinesi hakkındaki davanın husumetten reddine, TOKİ Başkanlığı aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı TOKİ Başkanlığı vekilince temyiz edilmiştir.Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazların Gecekondu Önleme Bölgesi içinde kalması nedeniyle İmar ve İskan Bakanlığı tarafından ka-mulaştırıldığı, kamulaştırma bedelleri bloke edilerek, kamulaştırma belgelerinin 16.06.1980 gününde davacı adına birlikte sakin kardeşi N.'ye tebliğ edildiği, sonrasında İmar İskan Bakanlığı tarafından 6830 Sayılı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca tescil davaları açılarak taşınmazların Hazine adına tescillerine hükmedildiği anlaşılmıştır.11.06.2013 Tarihinde yürürlüğe giren 6487 Sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na Geçici 7. madde olarak; Mülga 31)8)1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlak Kanunu'nun 16 ve 17. maddeleri ile 2942 Sayılı Kanun'un mülga 16 ve 17. maddeleri uyarınca mahkemelerce idare adına tescil kararı verilen kamulaştırmalarda tebliğatlar ve diğer kamulaştırma işlemleri tamamlanmış sayılır. Bu kamulaştırma işlemleri sebebiyle hiçbir hak ve alacak talebinde bulunulamaz; kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamaz; açılmış ve devam eden davalar bu madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır” hükmü eklenmiştir.Dava konusu 1062 ada 8 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen tescil karar davacı M.'ye ilanen tebliğ edilmek suretiyle kesinleştirilmiş ise de; o tarihte yürürlükte bulunan 6830 sayılı Yasa uyarınca davacının adresi, tapu, vergi ve haricen zabıta marifetiyle araştırıldıktan sonra tespit edilememesi halinde ilanen tebliğ edilmesi gerekirken, vergi dairesinden araştırılmadan ve dosya kapsamına göre davacının tarihte Almanya'da çalıştığı belirlenmesine rağmen bu adrese tebliğ işlemi yapılmadan ilanen tebliğ edildiği anlaşılmakla, yapılan tebligat usulüne uygun değildir. Dolayısıyla hukuken kesinleşmiş bir karardan da söz edilemez. Bu itibarla, bu parsel yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;1-Dava konusu 1062 ada 6 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar hakkında verilen tescil kararları davacı M'nin Almanya'daki adresine usulüne uygun olarak tebliğ edilmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmakla, bu parseller yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,2-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 Sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7.fıkrası uyarınca; harç ve vekalet ücretinin bedel tespiti davalarında öngörüldüğü şekilde maktu olarak belirlenmesi gerekirken, nispi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi,Doğru görülmemiştir.Davalı TOKİ Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenle HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalılardan TOKİ Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davalı TOKİ Başkanlığı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 990.00 TL.vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.