MAHKEMESİ : BODRUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2010NUMARASI : 1999/752-2010/106Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları M..’nın maliki olduğu 1749 ve 3032 parsel sayılı taşınmazları, oğlu M..’e satış suretiyle temlik ettiği, M..’in de taşınmazları davalı M..’ya satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve adlarına tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı ve dahili davalı, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, 1749 parsel sayılı taşınmazın temlikinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle tapu iptal ve tescile, 3032 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise tenkise karar verilmiştir. Karar, davalı ve dahili davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak 1749 ve 3032 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak pay oranında iptal ve tescil isteği ile açılmıştır.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakan M..’nın çekişme konusu 3032 parsel sayılı taşınmazı, temlikten 1 gün önce davalı M..’e vasiyet etmesine karşın, 1 gün sonra davalı M..’e kayden satış suretiyle devrettiği, onun tarafından da daha önce kendisine yine satış biçiminde devredilen 1749 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte davalı M..’ya satış suretiyle intikal ettirildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, 3032 parsel sayılı taşınmaz için tenkise karar verilmiş olmasına rağmen, taraflarca bu taşınmaz yönünden tenkise ilişkin hüküm temyiz edilmemiş olup, 1749 parsel yönünden değerler arasında açık fark bulunması, miras bırakanın satışa ihtiyacının bulunmaması ve sağlığında açıkça taşınmazı M..’e vereceğini söylemiş olduğu gözetilerek, bu parsel yönünden davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine, Ne varki, davacıların pay oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmalarına karşın, HUMK’nun 74. maddesi hükmü gözardı edilerek ve istek aşılmak suretiyle tüm mirasçılar adına tescile karar verilmek suretiyle, davada yer almayan Habibe yararına da hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.