MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar vermeKamu malına zarar verme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanık ..... suç tarihinde trafiğe kapalı ....... hükümet konağı kavşağına gelerek görevliye bariyeri açmasını söylemesi ve görevlinin de yasak olduğu için açmaması üzerine arabadan inip girişteki bariyeri kırması ve tekrar arabaya binerek aynı caddenin çıkışındaki bariyeri de kırıp zarar vermesi olayında;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin son duruşmada sanık müdafiinin yaptığı son savunma karşısında taraflarına beyan hakkı verilmediği itirazına ve sair itirazları ile sanık müdafiinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanığın eyleminde araya zaman aralığı girmediği ve fiilin kesintiye uğramadan devam ettirdiği gözetildiğinde, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma yerinin bulunmadığı, sanığın eyleminin bütün halinde tek bir mala zarar verme suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, sanık hakkında TCK'nın 43/2 maddesine göre hükmolunan temel cezada artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini,2-28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 65. Maddesiyle 5237 sayılı TCK'nın 152/1 maddesinde yapılan değişikliğe göre, öngörülecek ceza miktarının üst sınırının altı yıldan dört yıla indirilmesi ve sanık hakkında hüküm kurulurken alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tertip edilmesi karşısında söz konusu kanun değişikliğine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Kanuna aykırı olup, 5320 sayılı Kanun'un 8. Maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.