MAHKEMESİ : BURSA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/08/2010NUMARASI : 2009/532-2010/404Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 5398 ada 14 parsel sayılı taşınmazına, komşu 13 parsel sayılı taşınmaz malikinin taşkın yapısıyla müdahale ettiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Davalı, taşınmazındaki binanın 30 yıl önce yapıldığını, davacının taşınmazına herhangi bir tecavüzünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, iddia edilen şekilde bir tecavüzün tespit edilmesi durumunda tecavüzlü kısmın bedeli karşılığında adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davacı taşınmazına davalının taşkın yapısıyla müdahale ettiğinin belirlendiği ne var ki yıkımın fahiş zarar doğuracağı gerekçesiyle yıkım isteğinin reddine, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve tecavüzlü kısmın belirlenen bedel karşılığında davalı adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece el atmanın önlenmesi isteğiyle birlikte savunma yoluyla getirilen temliken tescil isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin ise reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 14 sayılı imar parselinin davacıya, üzerinde bina bulunan 13 parsel sayılı taşınmazın ise davalıya ait olduğu, keşfen elde edilen kroki uyarınca 13 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan binanın, krokide A harfiyle gösterilen bölümünün, davacı taşınmazına yapı taşkınlığın yarattığı ve anılan bu hususun da davacının malik olduğu sicil kaydında şerh olarak yer aldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, çekişmeli taşkın bölümün üzerinde bulunduğu hadim gayrimenkulün öncesini teşkil eden kadastral parselde, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı sabittir. Hemen belirtilmelidir ki İmar Yasası hükümleri uyarınca; yapılan imar şuyulandırma işlemlerinde muhafazası gerekli bir yapının mevcudiyeti halinde bina, içinde bırakılmak suretiyle müstakil parsel oluşturulması öngörülmektedir. Oysa imar uygulamasında krokisinde A harfiyle gösterilen bölüm, muhafazası gerekmeyen ve yıkımı icabeden bir bina olduğu benimsenerek, taşkın halde imar şuyulandırmasına tabi tutularak parsel oluşturulmuştur. O halde anılan taşkınlığın İmar Yasası hükümleri uyarınca korunmasına yasal açıdan imkan bulunmamaktadır. Ne var ki İmar Yasasının öngördüğü hükümler göz ardı edilerek verilen temliken tescil kararı ile mevcut durumun hukukileşmesinin dayanağı sağlanmış olacaktır. Öyleyse savunma yoluyla getirilen temliken tescil isteğine değer vermek olanağı bulunmadığına göre mahkemece temliken tescil isteğinin reddine ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.