Davacı, ihbar, kıdem tazminatı ile faiz alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Davalı işyerinde banka şubesi müdürü olarak çalışan davacının bazı mevduat hesaplarına fıktif olarak para yatırmak, daha sonra bankamatik cihazları ile ilgili meblağları çektirerek şubenin bankamatik kasa yönetimi konusunda daha fazla prim alabilmek amacı ile genel müdürlüğü yanılttığı 25 grup nakline katılmadığı halde katılmış gibi göstererek maddi menfaat temin ettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının bankacılık gibi güven esasına dayanan bir işyerinde gerçekleştirdiği bu eylemlerinin doğruluk ve bağlılıkla bağdaştırılması mümkün değildir. Bankanın bu eylemler sonucu zararının doğmamış olması sonuca etkili olmadığı gibi, somut olayda bankanın zararının doğmadığından söz edilemez. Açıklanan bu nedenlerle davacının iş akdinin işveren tarafından feshinin haklı nedene dayandığının kabulü gerekir. Böyle olunca davacının kıdem, ihbar tazminatı isteklerinin reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.