MAHKEMESİ : BORÇKA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 09/02/2010NUMARASI : 2008/67-2010/25Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalı ve dava dışı kişilerle birlikte paydaş olduğu 27 parsel sayılı taşınmazdaki binanın bir katının davalı tarafından otel olarak tasarruf edildiğini, kendisinin binanın üstüne bir kat çıkmak istediğini, davalının giriş kapısını kapatarak engel olduğunu ileri sürerek çekişmenin giderilmesini istemiştir.Davalı; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, bir bölüm paydaşlar arasında çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; üzerinde 3 katlı kargir bina bulunan arsa nitelikli davacı, davalı ve dava dışı şahısların paylı mülkiyet üzere malik oldukları 27 parsel sayılı taşınmazın çekişmeye konu edildiği anlaşılmaktadır.Davacı, paydaş olduğu taşınmazın üzerindeki binanın bir katının davalı tarafından otel olarak kullanıldığını, kendisinin üst katta inşaat yapmasını davalının engellediğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı görülmektedir.Mahkemece, davanın kabulü ile çekişmenin giderilmesine karar verilmişse de;Bilindiği üzere, paylı mülkiyette paydaşlar arasındaki tasarrufların Türk Medeni Kanununun 692.maddesinde “paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması oybirliğiyle aksi kararlaştırılmamış olmadıkça,bütün paydaşların kabulüne bağlıdır.....” hükmü öngörülmüş olup taşınmazın kullanım tarzının değişmesini gerektiren yapılacak inşaat için tüm paydaşların katılımı gerektiğide kuşkusuzdur.Davacı, Açıkca dava dışı paydaşlarında bulunduğu taşınmazdaki binanın üst katına inşaat yapmasına davalının engel olduğunu ileri sürdüğüne göre, Türk Medeni Kanununun 692.maddesindeki koşulların varlığından sözetme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, yukarıda belirlenen olgular gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yazılı olduğu gerekçelerde davanın kabul edilmiş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.