Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1315 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21463 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ...10. İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RBorçlu vekili, takip dayanağı menfi tespit davasına ilişkin ilamın kesinleşmeden icraya konulamayacağını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, dayanak ilamda menfi tespit ile birlikte 10.750 TL'nin istirdatına karar verildiği,istirdat ilamlarının takibe konulması için kesinleşmesinin gerekmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir.Menfi tespit ilamları, İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi hükmüne göre kesinleşmeden takibe konulamaz. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin, ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin de ayrıca takibe konu edilmeleri söz konusu olamaz. Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi tespit davası sonunda alınan ilamın, tazminat ve yargılama giderine ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK. 07/11/1990 tarih, 1990/12-46 esas, 1990/564 karar sayılı kararı, Dairemizin ... tarih 2014/... esas, 2014/... karar sayılı kararı)Ayrıca, İİK'nun 72/6. maddesi gereğince istirdada dönüşen istemin de temeli menfi tespit davası olduğu için yukarıdaki kural gereği bu ilamda yer alan alacağın ilam kesinleşmeden takip konusu yapılmasına olanak yoktur.O halde, Mahkemece şikayetin yukarıda yazılı gerekçeyle kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi yerine, yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir...//..SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 27.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.