Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13072 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 16782 - Esas Yıl 2009





Dava, davacının davalı şirkete ait iş yerinde Mayıs 2002/22.03.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, tanık sözlerine dayanılarak istemin kısmen kabulü ile davacının 01.12.2004-22.03.2006 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde günün asgari ücreti ile 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı çalıştığının tespitine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, yapılan işin ayakkabı imalat işi olduğu, davacının makinede işçi olarak çalıştığı, davacının 14.09.1997-30.04.2002 tarihleri arasında farklı işyerlerinde kesintili olarak 714 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı çalışmalarının olduğu, davalı işyerinden çalışmasının bildirilmediği, tespiti talep edilen dönem ile çakışan başka işyeri çalışmasının bulunmadığı, dönem bordrolarının ve ücret bordrolarıyla işyeri kayıtlarının istendiği ancak gelmediği, davalı işyerinin 01.10.2004 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, halen faal olduğu, dinlenen tanıkların bordro tanığı olduklarına dair belgelerinin getirilmediği, ilgili Savcılıkça takip edilen hazırlık dosyasında, davacının davalı işveren ortaklarından N. U. hakkında tehdit suçu nedeniyle şikayette bulunduğu, savcılıkça delil bulunmadığı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu hazırlık dosyasında davacının, 2002 yılında işe girdiğini 2006 mart ayında işten çıkarıldığını, N. U.’ın işyerinde çalıştığını, sigortasının yapılmaması nedeniyle tazminat davası açtığını, bu nedenle bu kişinin kendisini tehdit ettiğini beyan ettiği, N... U....’ın, suçu kabul etmeyerek, davacının işyerinde çalışmadığını bildirdiği, tanık H...K...’ın, davacı ile birlikte 2002 yılında sanığın atölye halindeki işyerinde çalıştığını,tehdit olayını duymadığını, sigortasız çalışmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık, somut olayda tespitine karar verilen dönem yönünden, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının2 ve 6. Maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. Maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. Maddesinde belirtilen4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. Maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge veya yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere, dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtları çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kim diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlenmelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel kurulunun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527,30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve2004/21-479-578,10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 01.12.2004gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.Somut olayda; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığı yönetimince araştırılmadan, uyuşmazlık konusu dönemin tamamında çalışması bulunan bordro tanıkları yada yatılara geçmiş komşu iş yeri sahibi veya çalışanı oldukları belli olmayan tanıkların beyanı ile yetinilerek sonuca gidildiği ortadadır. Bir başka anlatımla dinlenen tanıkların resmi kayıtlara geçmiş bordro tanığı ya da komşu iş yeri tanığı olup olmadığı yöntemince araştırılmamıştır. Hal böyle olunca, dönem bordroları getirilmeden ve dinlenen tanıkların bordro tanığı olup olmadıkları araştırılmadan eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmiş olması isabetsiz olmuştur.Yapılacak iş; tespitine karar verilen 01.12.2004-22.03.2006 tarihleri arası yönünden, dinlenen tanıkların hizmet cetvellerini getirterek, tanıkların bu dönemin tümünde çalışan bordro tanığı olup olmadıkları tespit etmek, bordro tanığı olduklarının tespiti halinde şimdiki gibi karar vermek, bordro tanığı olmadıkları yada tespitine karar verilen bu sürenin tümünde çalışmadıklarının tespiti halinde ise, dönem bordrolarını getirmek, dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde zabıta, maliye ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 Sayılı Yasa’nın 2,6,9 ve 79/10. Maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan işverene iadesine, 23.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.