Davacı, 01.11.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbitiyle, mağduriyetinin giderilmesi için 5.000.00.-TL. manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M.K. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.KARAR1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2- Dava, davacının 01.08.1997 tarihinden sonraki tarım Bağ-Kur tescilinin iptali, 5510 Sayılı Yasa'nın 5763 Sayılı Yasa ile değişik geçici 25. maddesinden faydalanması, 24.10.2008 tarihli yaşlılık aylığı maaşı bağlanması talebinin kabulü ile 01.11.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması ve her maaşın ödenmesi gereken tarihten itibaren yasal faizi ile tahsiline ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01.08.2007 tarihinde davalı kuruma yeniden sigortalılık tescili yapılarak borçlandırılmasına ve bu nedenle yaşlılık aylığı bağlanması başvurusunun reddine ilişkin kurum işleminin iptali ile davacının bu tarihten öncesine ilişkin sigortalılık süreleri yönünden 5510 Sayılı Kanun'un 31.07.2008 tarihli 5797 Sayılı Kanun'un 4. maddesi ile eklenen geçici 25. maddesindeki ödeme kolaylığından yararlanması gerektiğin tespitine ve davacıya davalı Kurum tarafından yaşlılık aylığı tahsis talep tarihi olan 24.10.2008 tarihini takip eden aybaşı olan 01.11.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanarak her bir aylığın ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ili birlikte davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 26.05.2011 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için dava açtığı, Manisa 1. İş Mahkemesi'nin 2006/4270 E. Ve 2007/2338 K. Sayılı dosyası üzerinde yapılan yargılamada 06.11.2007 tarihli kararla; davacının, 01.08.1999 tarihinden 26.05.2006 dava tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verildiği, kararın 10.07.2008 tarihinde kesinleştiği, ancak bu dava devam ederken davacının 09.07.2007 tarihinde davalı Kuruma müracaat ederek 7 no.lu tebliğin ekindeki müstahsil makbuzlarına göre tescilinin ilk tevkifat kesintisine göre yapılmasını talep ettiği, Kurumun da davacının tescilini müracaat tarihini takip eden aybaşından 01.08.2007 tarihinden başlattığı, mahkeme kararının kesinleşip Kuruma intikalinden sonra 01.08.2007 tarihinden başlattığı, mahkeme kararının kesinleşip Kuruma intikalinden sonra 01.08.2007 tarihinden başlattığı, mahkeme kararının kesinleşip Kuruma intikalinden sonra 01.08.1999 - 26.05.2006 tarihleri arasını da tescil ettiği görülmüştür.Mülga 2926 Sayılı Yasa'nın 2. maddesinin 1. fıkrasına göre “Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın 3.maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.”Yasa'nın 3. maddesinin (b) bendine göre tarımsal faaliyette bulunanlar tabiri; “kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanları” ifade etmektedir.Öte yandan 2926 Sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık zorunlu olup bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz. Yasa'nın 2. maddesine göre sigortalı sayılanların sigortalı hak ve yükümlülüğünü ortadan kaldırmak amacıyla Kuruma sundukları dilekçe ve belgelere hukuki değer verilemez.Somut olayda, davacının 09.07.2007 tarihinde davalı Kuruma müracaat ederek 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu uygulama tebliğinde değişiklik yapılmasına dair 7 seri numaralı tebliğin 22.05.2007 tarih 26529 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, anılan tebliğdeki şartlara haiz olduğunu, dilekçe ekindeki müstahsil makbuzlarına göre tescilinin ilk tevkifat kesintisine göre dilekçe ekindeki müstahsil makbuzlarına göre tescilinin ilk tevkifat kesintisine göre yapılmasını talep ettiği, Kurumun da davacının tescilini, müracaat tarihini takip eden aybaşından 01.08.2007 tarihinden başlattığı, 2926 Sayılı Kanun'a göre Bağ-Kur Sigortalılık Belgesi'nin incelenmesinde; Sarınasuhlar Köyü Muhtarı R.K'un imzaladığı 01.09.2008 tarihli bildirimde davacının 01.08.1999 tarihinde tarımsal faaliyete başladığı ve devam ettiği, Manisa Ziraat Odası Başkanlığı'nın 1 Eylül 2008 tarihli bildiriminden davacının 04.03.1980 tarihinde başlayan ziraat odası kaydının devam ettiği görülmüştür.2926 Sayılı Yasa'nın 3. maddesinin (b) bendine göre davacının tescil tarihi ve sonrasında tarımsal faaliyetinin bulunduğunun belirlenmesi halinde 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerektiği, davacının tarımsal faaliyette bulunmadığı şeklindeki beyanına hukuki değer verilemeyeceği açık ise de dosya kapsamında davacının tarımsal faaliyetinin yeterli ve gerekli bir araştırma ile hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.Yapılacak iş, tescil tarihi olan 01.08.2007 tarihinden sonra davacının 2926 sayılı Yasa'nın 10. maddesine göretarımsal faaliyetlerini kanıtlayan kaydı olup olmadığını araştırmak, kolluk araştırması yaptırmak, muhtar ve ihtiyar meclisi üyeleri ile belirlenecek kamu tanıklarını dinlemek, bu dönemde geçimini ne şekilde sağladığını araştırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı lup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.