MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müflis davalı şirket iflas idaresi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalı müflis bankanın ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/132 E., 2005/361 K. sayılı ilamı ile 08.06.2005 tarihinde iflasına karar verildiğini, öncesinde davalı müflis bankada çalışarak müvekkili bankaya geçen personele ilişkin kesinleşen yargı kararları uyarınca müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 93.686,08 TL için başvuru yapıldığını,ancak davalı banka iflas idaresince hiçbir hukuki mesnet ve gerekçe olmadan alacağın takas ve mahsubuna yönelik taleplerinin kabul görmediğini ve tamamının reddedildiğini, davaya konu sıra cetveli incelendiğinde, müvekkili bankanın kayıt talebinde bulunduğu alacaklarının sıra cetvelinin 4.sırasında yer aldığının göründüğünü, müvekkilin alacağının kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin olup İİK'nın 206.maddesi gereğince 1.sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelindeki alacaklarının sırasına vaki itirazlarının kabulünü ve ayrıca 4.sırada değerlendirilen ve tamamen red edilen alacaklarının iflas masasına kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğunu bu nedenle mahkemenin görevine itiraz ettiklerini, davacı şirketin eski çalışanlarından... yönünden İş Mahkemesi kararıyla 11.400,99 TL, Hakan Sarı yönünden 4.333,30 TL'nin müvekkili bankanın iflas masasının 2.sırasına kayıt ve kabul edildiğini ve bu bedelin davacıdan talep edildiğini, ancak davacı ...'ın talebi reddederek dava konusu 93.686,08 TL'nin takas mahsubu ile sıra cetveline kayıt talebinde bulunduğunu, bu talebin hukuki dayanağı olmadığından reddedildiğini, teminat mektubu komisyon bedeline ilişkin 1.573,50 TL'lik davacı talebinin kabul edilerek iflas masasına kaydedildiğini, red edilen kısmın mahkeme kararları ve takiplerin de muhatabı davacı ... olduğundan müflis bankaya herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden talebin rededildiğini, aksi düşünülse dahi bu miktarın ancak adı geçen işçilerin müflis davalı bankada çalıştıkları süre ile sınırlı olacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma,benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, ek bilirkişi raporuyla, davalı müflis bankanın eski çalışanlarına mahkeme kararları neticesinde davacı tarafından ödenen toplam miktarın 93.686,08 TL olarak belirlendiği, bu rakamın 49.869,35 TL'sinin ihbar ve kıdem tazminatı mahiyetinde olduğu, davacının ödemiş olduğu alacak açısından halefiyet kuralları gereğince önceki alacaklıların haklarını haiz olacağı ve alacağın davacı tarafça ödenmiş olmasının alacağın vasfını değiştirmeyeceği, .../...bilirkişi raporundaki görüşün mahkemece de benimsenerek 93.686,08 TL'nin davalı müflis bankanın iflas masasına kayıt ve kabulüne, bu miktarın işçi alacağı vasfında olan 49.869,35 TL'sinin İİK'nın 206. maddesi gereğince sıra cetvelinin birinci sırasına, bakiye kısmının ise yargılama giderine ilişkin olduğundan sıra cetvelinin 4.sırasına kaydına ve takas mahsup hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığından bu hususun infazda nazara alınması gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile 93.686,08 TL'nin 49.869,35 TL'sinin sıra cetvelinin 1.sırasına, bakiye kısmının 4.sırasına yazılması kaydıyla davalı İmar Bankasının İflas Masasına Kayıt ve Kabulüne karar verilmiştir.Kararı, müflis davalı şirket iflas idaresi vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, müflis davalı şirket iflas idaresi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava, İş Mahkemesi kararlarına dayalı olarak ödenen işçilik alacaklarının, müflis davalının yanında çalışılan döneme ilişkin kısmının iflas sıra cetvelindeki sırasına da itiraz edilerek, kayıt ve kabulü istemine ilişkindir. Mahkemece de, dava konusu alacak iflastan önce doğmuş bir alacak olarak nitelendirilmiş, sıraya itiraz da değerlendirilerek, kayıt ve kabule karar verilmiştir.Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır.İflas masasının safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), "alacakların ödenmesine tahsis olunur" (İİK m.184,I,c.1). Buradaki "alacaklar" teriminden maksat, aslında yalnız "iflas alacaklarıdır." İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilir (masaya yazdırılabilir). Somut olayda, müflis şirketin 08.06.2005 tarihinde iflasına karar verildiği, dava dışı beş işçi tarafından davacı aleyhine İş Mahkemesinde açılan davalar sonucu hüküm altına alınan alacağın yine iflas tarihinden sonra ödeme yapılmak suretiyle dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK'nın 147. maddesine dayalı rücu hakkı (iflastan sonra) doğmuştur. Bu durumda alacak, iflastan önce doğmadığından, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK'nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğindedir. İİK'nda iflastan sonra doğan alacaklar için İİK'nın 235/2. maddesinin ilk cümlesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından, somut olayda bu mahkemenin davanın açıldığı 22.09.2011 tarihi itibariyle yürürlükte olan HMUK'nın 1 ve 8. madde hükümlerindeki parasal sınıra göre Asliye ya da Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesine değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalı ise iflas idaresidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır. Ne var ki, dava tarihi itibariyle 6762 sayılı TTK'nın 5/3. maddesi yürürlükte olup, davalı tarafça süresinde iş bölümü itirazında bulunulmadığından, davanın .../...açıldığı Ticaret Mahkemesinin iflas alacağı niteliğinde olmayan bir alacakla ilgili davaya bakabileceğinin kabulü gerekir. Dava konusu alacak, sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK'nın 235. maddesindeki süreler uygulanmaz.Davacı tarafça dava kayıt kabul istemine İlişkin olarak nitelendirilmiş ise de, kayıt kabul isteminin belirli bir miktar alacağın iflas masasına kayıt ve kabulünün yapılması istemine ilişkin olduğu, istemin alacağın tahsili istemini içerdiğinin de kabulü gerekir.Bu durumda mahkemece, dava konusu alacağın iflastan sonra doğan alacakla ilgili olduğu gözetilerek, tahsil hükmü kurulması gerekirken, davanın işçiye karşı müteselsil sorumlulardan biri olan davacı tacir tarafından iflastan sonra ödenen bedelin diğer müteselsil sorumlu davalı tacirden BK'nın 147. maddesine dayalı olarak rücu hakkı uyarınca tahsilinin istendiği, bu alacağın iflastan sonra bağımsız ve ayrı olarak doğan tacirler arası rücu istemine konu yeni bir alacak niteliğinde olduğu gözardı edilerek davanın kayıt kabul davası olarak ele alınması ve buna bağlı olarak işçilerin kayıt kabul istemlerinde kabulü mümkün rüçhan hakkına dayalı olarak, davanın sonuçlanması, üstelik yasal dayanağı ve koşulları açıklanmayan halefiyet ilkesinin gerekçe yapılması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle müflis davalı şirket iflas idaresi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.