MAHKEMESİ : ANKARA 21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/04/2010NUMARASI : 2007/255-2010/123Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 7934 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını davalı C..’in vekalet görevini kötüye kullanarak annesi diğer davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, satıştan haberi olmadığını, satış bedelinin ödenmediğini, davalı S..’in noterde düzenlediği muvafakatname ile yerin intifasını kendisine bıraktığını, hile ve muvazaa ile yerin elinden alındığını ileri sürüp tapu kaydının iptali ile adına tesciline, taşınmazın tümünün intifasının adına tesciline, (olmadığı taktirde payın rayiç değerinin ve mahrum kalınan karın ödenmesine) karar verilmesini istemiştir.Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmaz payının davacının bilgisi dahilinde temlike konu edildiğini, taraflar arasındaki boşanma davasında tanzim edilen protokol gereği davacının taşınmazda hak iddia edemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddianın sabit olmadığı, bedele yönelik talebin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.12.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl ile vekili Avukat E.. E.. G.. ile temyiz edilenler vekili Avukat K.. A.. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekiller ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptali ve tescil ile intifa hakkının sicile yansıtılması isteklerine ilişkin olup, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle, intifa hakkının tescili dışındaki istekler bakımından ileri sürülen iddiaların gerçekleşmediği saptanarak yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Buna göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak, davacı diğer istekler yanında, davalılardan S.. ile noterde yapılan sözleşme uyarınca, taşınmazın intifasının kendisine bırakıldığını, bununda sicile kaydedilmesini istediği halde mahkemece, hiçbir yasal gerekçe gösterilmeksizin bu isteğinde reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Hemen belirtilmelidir ki, gerçekten de, taşınmazın intifasının davacıya ait olacağına dair noterde 04.02.2005 tarihinde akit düzenlendiği sabittir. Dava sürecinde bu konuda düzenlenen akdin sıhhatine yönelik, iradeyi ifsat edici herhangi bir hukuki sebep de ileri sürülmemiş ve savunulmamıştır. Öyle ise, Türk Medeni Kanununun 795/2. maddesi hükmü delaletiyle Borçlar Kanununun 213. maddesi hükmü uyarınca anılan akdin resmi şekilde yapıldığı ve davalı S..’i bağlayacağı gözetilerek bu konudaki isteğin kabul edilip, davacı yararına sicil kaydına intifa hakkı tesisi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi isabetsizdir.Öte yandan, kabul tarzı itibariyle de, hüküm fıkrasında dava konusu taşınmazın bildirilen emlak değeri üzerinden yargılama sırasında 14.03.2008’de ikmal edilen 19.066,80 YTL harcın iadesi gereğine değinilmemiş olması doğru olmadığı gibi diğer taraftan, davalıların temyiz itirazlarına gelince; yargılama sırasında bildirilen dava değeri üzerinden harç ikmal edildiği halde, davada vekille temsil edilen davalılar yararına bu değer üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken anılan hususunda göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Öyle ise, tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen taraf vekilleri için 825.000.-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olanıp birbirlerine verilmesine, 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.