MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/04/2010NUMARASI : 2009/444-2010/148Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanın mal kaçırmak ve saklı payı ihlal etmek amacıyla 5 parsel sayılı taşınmazın 220/10550 payını satış suretiyle eşi davalıya temlik ettiğini, yine aynı parselin 535/10550 payı ile 6 nolu bağımsız bölümü ve .... plaka sayılı ticari taksiyi bedelini ödemek suretiyle satın alıp davalı adına tescilini sağladığını, satışın gerçek olmadığını, davalının alım gücü bulunmadığını ileri sürüp muvazaa nedeniyle tapu ve trafik kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı taktirde tenkisine, paylarına vaki elatmanın önlenmesi ile ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, iddiaların doğru olmadığını, satış bedelini murise ve üçüncü kişilere ödediğini, muvazaanın söz konusu bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, dairece; “ 5 parsel sayılı taşınmazdaki 220 pay bakımından davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur. Ancak, davadaki diğer istekler bakımından eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetsizdir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.12.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat H..H.. S.. ile temyiz edilen vekili Avukat S..H.. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle, mahkemece yapılması gerekli olan işlemler duraksamaya yer bırakmayacak şekilde usul ve yöntemleri ile beraber belirtilmiş olup, mahkemece 17.09.1981 tarihli belge hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, ayrıca, muris muvazaası ile illetli olduğu daha önce verilen kararla saptanan ve temyiz üzerine dairece de, muvazaa ile illetli olduğu benimsenen 5 parsel sayılı taşınmazın 220 payı bakımından elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, diğer isteklerin reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, hükme dayanak kabul edilen “17.09.1981 tarihli senet” yazan belge, davalı ile kendi miras bırakanı H.. arasında gerçekleştirilen bir sözleşme olup, taşınmazlar ile çekişmeye konu edilen ticari vasıtanın alınırken bedellerinin muris H.. Ö.. tarafından ödenmediğini ispata yarar bir belge olarak kabul etmek olanaksızdır. Kaldı ki, toplanılan tüm sair deliller, özellikle, dinlenilen tanık beyanları değerlendirildiğinde, çekişmeye konu edilen vasıta ile birlikte dava konusu taşınmaz bedellerinin miras bırakan tarafından ödendiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koymaktadır. Bunun aksi dosya kapsamı ile kanıtlanamadığına göre, bozma kararında belirtildiği şekilde tenkis ve ecrimisil isteklerine ilişkin yeterli araştırma yapılmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bozmaya uyulmakla yapılması zorunlu hale gelen bozma kararında değinilen hususlar göz ardı edilerek neticeye gidilmiş olması doğru değildir. Öyle ise, davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.000.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 07.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.