Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12893 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10766 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali tescil, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..............n raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl ve birleştirilen dava muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tapu iptal tescil, birleştirilen diğer dava ecrimisil istemlerine ilişkindir.Davacılar, asıl ve birleştirilen davalarında ortak mirasbırakan K.. L..'nin kayden malik olduğu 730 ada 11 parsel sayılı taşınmazını davalı oğlu K.. L..'ye satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ile miras payları oranında adlarına tescili, olmadığı takdirde miras paylarının değerlerinin belirlenerek ödenmesini ; davacılar Hüsniye ve Zarife birleştirilen davalarında taşınmaz üzerinde bulunan dairelerin davalı tarafından kiraya verilmek suretiyle kullanıldığını belirterek 10.000-TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, satışın gerçek olup muvazaa içermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle tapu iptal tescil ve ecrimisil istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, kanunun gösterdiği istisnalar dışında yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 6100 sayılı HMK'nın 27.(HUMK 73.) maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür.Asıl olan, tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir.Taraflara tebligat yapılmasını düzenleyen 6100 sayılı HMK 27. (1086 sayılı HUMK.’nun 73.) maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan Hukuki Dinlenme Hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde açıklanan adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Mahkeme, kural olarak tarafların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.Oysa, eldeki davada asıl dava ile birleştirilen Bakırköy (İstanbul) 7.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/90 E. 2011/33 K. sayılı dava dilekçesi, davalıya tebliğ edilmeden tensiple birleştirme kararı verilmiştir.Hal böyle olunca, usulüne uygun şekilde tebligat yapılarak, taraf teşkili sağlanmaksızın, davalının savunma hakkının kısıtlanması suretiyle yargılamanın yapılması ve yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince bu yöne hasren BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.