Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12868 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10145 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : AKSARAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/06/2010NUMARASI : 2009/569-2010/241Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, M. A..'ye vesayeten kendi adına asaleten, babası M. Ali'nin hukuki ehliyete haiz olmadığını, davalıların kısıtlı M..'ye ait 1 parsel sayılı taşınmaz ile traktör ve bankadaki kavak paralarının davalılar tarafından işlem yaptırılarak temlik ve devir edilip, elinden alındığını yine M. Ali'ye ait taşınmaz davalı A.M..'in bedelsiz kullandığını ileri sürerek, tapunun iptal ve tescili ile traktör ve bankadaki para ile kavak paralarının tahsilini ayrıca ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Vasi Ö. F. 18.01.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile, asıl ve birleşen davalarda kısıtlının hakları için dava açıldığını, ancak kısıtlı babası M. A.nin vefat ettiğini, bu nedenle mal ve hakların muvazaa nedeniyle miras payı oranında iptal-tescil ve bedel istemiştir. Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, tapu iptal-tescil ve bedele yönelik isteklerin Ö. F.'un payı oranında kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Asıl ve birleşen dava, tapu iptal-tescil, bedel ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden davacı Ö.F., babası M.A.'ye vesayeten kendi adına asaleten açtığı davada, babası M. A.'nin hukuki ehliyete haiz olmadığını, durumu bilen davalıların kısıtlının taşınmazı ile traktör ve bankadaki paralarını adlarına geçirdiklerini taşınmazlarını bedelsiz kullandıklarını ileri sürerek, eldeki davaları açmış, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile; kısıtlı M. A.'nin 17.11.2007 tarihinde vefat ettiğini bu nedenle mal ve hakların muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak payı oranında iptal-tescil ve bedel isteğinde bulunmuş, mahkemece, kısıtlının vasisi aynı zamanda mirasçısı olan Ö. F.'un, miras payı oranında davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Somut olayda, tarafların miras bırakanı olan ve yargılama sırasında vefat eden M.A.'nin hukuki ehliyete haiz olmadığı 20.09.2006 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olup, kısıtlının 17.11.2007 tarihinde yargılama sırasında öldüğü Ö. F.'un, kısıtlı M.A.'ye vesayeten dava açtığı dikkate alındığında, vasinin kendi adına asaleten kısıtlı miras bırakan sağ iken açtığı davanın, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği gözetilerek dava açıldığı tarihte, Ö. F.'un mirasçı sıfatıyla taraf ehliyeti bulunmadığı sabittir. Diğer taraftan kısıtlının (muris M.A.) hukuki ehliyetsizliği belirlenmiş olduğundan pay oranında istekte bulunulamayacağından diğer mirasçıların davada taraf olmasının da davaya hukukilik kazandırmayacağı açıktır. Ayrıca, keza terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olması karşısında, ortaklardan birinin, davanın niteliğinin değiştirilmesi sonucunu doğurmaz. Muvazaa iddiası nedenine dayanılması yönündeki beyanı, terekeyi bağlamaz. O halde, yine dava miras bırakanın ehliyetsizliği hukuksal nedenine dayalı olarak görülmelidir. Öte yandan, vesayet altındaki kişinin yaptığı tüm işlemler yok hükmünde olduğu gibi ehliyetsizlik kamu düzeni ile ilgili olup, re'sen gözetilmesi gerektiğinden, bu husus gözardı edilerek muvazaa iddiası yönünden pay oranında karar verilmiş olması da doğru değildir. Hal böyle olunca, tarafların miras bırakanı M.A.'nin hukuki ehliyete haiz olmadığının Adli Tıp Kurumu raporu ile belirlendiği ve mirasçılarının tümünün davada taraf olduğu dikkate alınarak, ehliyetsizlik iddiası yönünden bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yazılı olduğu gerekçelerle hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.