Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1283 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2339 - Esas Yıl 2009





Davacı, Kurum tarafından tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.KARAR1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2- Dava Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın düzenlediği 15.02.2005 tarih ve 10.KDR.7 sayılı raporu, bu rapora dayanılarak düzenlenen 06.05.2006 tarih ve 73 karar sayılı komisyon kararı ile bu kararın esasını teşkil eden2001/1-2002/12dönemine ait ek sigorta prim bildirgesi ve dört aylık dönem bordrosu istenmesi işlemlerinin iptali ile bu işlemler neticesinde Beyoğlu Sigorta Müdürlüğü’ne ihtirazi kayıtla ödenen 58.517,43 TL’nin sigorta pirimi ve 132.394,73 TL. gecikme zammı olmak üzere toplam 190.912,16 TL’nin ödeme tarihi olan 16.05.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kısmen kabulü ile, 132.394,73 TL’nin 16.05.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 Sayılı Yasa’nın 130. maddesi olup bu madde kapsamında tutulan müfettiş tutanakları aksi sabit oluncaya kadar muteberdir. Somut olayda, Ulaştırma Bakanlığı Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü ünvanlı işyerinde yapılan denetim sonucunda Sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın düzenlediği 15.02.2005 tarih ve 10.KDR.7 sayılı raporunda, Alpaslan isimli işçinin kendisinin ve 30 işçinin prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği ihbarı üzerine yapılan denetim sonucunda, bahsi geçen elemanlar ile part-time hizmet sözleşmesi yapılmasına karşın full-time çalıştıklarının anlaşıldığı, raporda adı geçen sigortalılar için2001/1-2002/12dönemine ait eksik bildirilen gün ve kazançlar üzerinden ek aylık sigorta prim bildirgesi ve ek dönem bordrosu düzenlenerek verilmesi, verilmemesi halinde resen düzenlenmesi ve İPC uygulanmasının istendiği, işveren tarafından Kurum itiraz komisyonuna yapılan itirazın Müfettiş raporu gerekçe gösterilerek reddedildiği, bunun üzerine işverenin 09.05.2005 tarih ve 89434 sayılı yazı ile yasal hakları saklı kalmak kaydı ile ek aylık sigorta prim bildirgeleri ile ek dönem bordrosu düzenleyerek Kuruma verdiği, prim ve gecikme zammı ile İPC’smı 16.05.2005 tarihinde Kuruma ödediği anlaşılmaktadır. Yukarıda sözü edilen ve işyerinde inceleme yapan müfettiş raporu ile tutanakların aksi kanıtlanmamıştır. Hal böyle olunca aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan müffettiş raporu nedeniyle Kurumun prim ve gecikme zammı tahakkukuna yönelik işleminin yerinde olduğunun kabulü gerekir.Öte yandan, 01.12.1993 tarih ve 3917 Sayılı Yasa’nın 1. maddesi ile değişik 506 Sayılı Yasa’nın 80. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 21.0701953 tarih ve 6183 sayılı AATUH Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, daha sonra 29.07.2003 tarih ve 4958 Sayılı Yasa’nın 38. ve 22.02.2006 tarih ve 5458 Sayılı Yasa’nın6. maddesi ile sözkonusu fıkrada değişiklik yapılarak gecikme zammının oranı ve nasıl hesaplanacağı gösterilmiştir. 506 Sayılı Yasa’nın 80. maddesinin 4. fıkrasının değişiklikten önceki ve sonraki hallerinde Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacak-lannın tahsilinde gecikme zammının uygulanacağı açıktır. Bu durumda Kurumun davacı işveren hakkında gecikme zammı tahakkuk ettirmesi doğru ise de davacının gecikme zammının miktarına yönelik itirazı gözetilerek prim ve gecikme zammı tahakkukuna konu olan2001/1-2002/12. aylar arasındaki dönem yönünden yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca gecikme zammı tahakkuk ettirilmesi gerekirken somut olayda uygulama yeri olmayan 506 Sayılı Yasa’nın 140. maddesindeki değişiklik gerekçe gösterilerek gecikme zammı uygulanamayacağının kabulü ile işveren tarafından Kuruma ödenen gecikme zammının istirdadına karar verilmesi ve sigortalıların tam gün çalıştıkları dolayısıyla Kurum tarafından yapılan prim tahakkukunun doğru olduğu kabul edildiği halde yazılı gerekçeyle gecikme zammının istirdadına karar verilmek suretiyle çelişkili karar verilmesi hatalı olmuştur.Yapılacak iş, müfettiş raporunun aksi kanıtlanamadığı için prim ve gecikme zammı tahakkukuna ilişkin Kurum işleminin yerinde olduğunun kabulü ile davacının gecikme zammının miktarına yönelik itirazı gözetilerek2001/1-2002/12. aylar arasındaki dönem yönünden yürürlükte bulunan mevzuat uyarınca gecikme zammını hesaplattırmak, hesaplanan gecikme zammı miktarı yönünden Kurum işleminin doğru olduğu kabul edilerek bu miktar için istemin reddine, yapılan hesaplama sonucunda varsa davacı işveren tarafından fazla ödenen miktar için istemin kabulüne karar vermektedir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıdaki nedenlerle BOZULMASINA, 11.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.