Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12811 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11059 - Esas Yıl 2014





Davacı vekili, davalı borçlular N., M. ve G. aleyhine icra takipleri yaptıklarını, borcu karşılayacak mal bulunamadığını ileri sürerek borçluların, dava konusu hissedarı oldukları taşınmazı davalı anneleri Havva'ya satışına ilişkin tasarrufun iptalinin talep ve dava etmiştir.Davalı Nazif davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, davanın kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklandığı ve davalıların tüketici konumunda bulundukları bu nedenle görevin tüketici mahkemeleri dahilinde olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine ilişkin karar Dairemizin bozularak davaya devam edilmesi gereğine işaret edilmiştir.Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda aciz belgesi sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK. 277 ve davamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi gerekir. Somut olayda davacılar tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davalı borçlular aleyhine yapılan takiplerde borcu karşılayacak menkul ya da gayrimenkul mallarının bulunamaması, bilinen adreslerinden taşınmış olmaları ve yeni adreslerini bildirmemeleri ayrıca mal beyanında da bulunmamış olmaları, tapu müdürlükleri ile bankalara yazılan müzekkerelerden de bir sonuç alınamaması karşısında gerek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarınca ve gerekse Y.HGK 2.3.2005 gün 2005/15-100-119 sayılı kararlarına göre icra dosyası kapsamından borçluların aciz halinin mevcut olduğu kabul edilerek davanın diğer şartlarının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi yerine dava şartı olan aciz halinin mevcudiyetine ilişkin verilen kesin mehil ile yazılı olduğu şekilde davanın reddi doğru değildir.Kabule göre de dava şartı yokluğundan davanın reddi halinde maktu vekâlet ücreti tayini yerine nisbi vekâlet ücreti belirlenmesi dahi isabetli değildir.SONUÇYukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.09.2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.