Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARBorçlu vekili ilama dayalı olarak başlatılan takipte İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; icra emrinde ilama aykırı şekilde faiz uygulandığını, dayanak ilamda ticari reeskont faizine hükmedildiği halde, icra emrinde ticari temerrüt faizi uygulandığını, bu şekilde hatalı uygulama neticesinde 40.922,50 TL fazla faiz hesaplandığını, takip tarihine kadar faizin 1.842,393,38 TL olması gerektiğini, ilama aykırı 40.922,50 TL fazla faiz talep edilmiş olduğundan icra emrinin ve takibin iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Bilahare verdiği 20.05.2013 havale tarihli dilekçesinde ise; Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya ibraz edilen 25/03/2013 tarihli bilirkişi raporunda, alacaklının icra emrinde 233.088,04 TL fazla faiz istediği belirlendiğinden faizin 233.088,04 TL'sine itiraz ettiklerini belirterek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, taleple bağlı kalınarak itiraz dilekçesindeki talep miktarı olan 40.922,50 TL işlemiş faiz yönünden itirazın kabulü ile 40.922,50 TL aşkın işlemiş faizin takipten çıkarılarak iptaline, takibin bu miktar çıkarıldıktan sonra kalan kısım üzerinden devamına, davacının ıslah ve tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu vekil tarafından temyiz edilmiştir.1- Sair temyiz itirazlarının reddine,2- 6100 sayılı HMK'nun 30. maddesinde "Hakim yargılamanın makul süre içinde düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür" hükmüne yer verilmiştir. İİK’nun 18. maddesinde İcra Mahkemesi'nde görülen işlerde basit yargılama usulü uygulanacağı belirtilmiştir. Süreye tabi olan taleplerde, dilekçede belirtilmeyen bir husus, yargılama aşamasında ileri sürülmesi halinde nazara alınamaz ise de süreye tabi olmayan başvuru nedenlerinin yargılama aşamasında, ileri sürülmesi halinde, Mahkemece incelenip karar verilmesi, HMK'nun 30. maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi gereğidir.Bu nedenle Mahkemece, faize itirazın ilama aykırılık niteliğinde şikayet olduğu, her zaman mahkeme önüne getirilebileceği gözetilerek borçlu vekilinin 20/05/2013 havale tarihli ek talebi de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdirSONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.