Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12779 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 11427 - Esas Yıl 2009
MAHKEMESİ : DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 10/03/2009NUMARASI : 2008/346-2009/90Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 354 Sayılı Kadastral parselin " köy okulu yapılması" amacıyla H.. Köyü Tüzel Kişiliği adına tahsisen tescil edildiğini, sonradan üzerine okul binası yapılmadığını, imar uygulaması sonucu oluşan imar parsellerinin davalı Köy Tüzel Kişiliği adına arsa vasfı ile tescil edildiğini, artık tahsis amacının gerçekleştirilemeyeceğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı Belediye, taşınmazın tahsis amacına uygun olarak kullanılacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece" ... 482 parsel sayılı taşınmazın kargir okul, lojman ve bahçesi olarak belirlendiği fiilende ilköğretim görevinin ifa edildiği yer olduğu gözetildiğinde çekişme konusu yerde tahsis amacının gerçekleştirilemeyeceği, tahsis amacına yönelik hizmette kullanılamayacağı gözetilmek suretiyle 354 sayılı kadastral parselin hangi imar parsellerine gittiği tespit edilerek bunlar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi" gerektiği gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı taraf vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu hükümlerine göre köy okuluna tahsis edilmek üzere Hazine adına tapuya kayıtlı iken, 222 Sayılı Kanununun 65.maddesi gereğince H... Köy Tüzel Kişiliği adına 27.2.1964 tarih 64 sıra numarasında tapuya kayıt edildiği 05.05.1977 tarihinde yapılan kadastro tespiti sonucu bu tapu kaydına dayalı olarak 354 sayılı parselin, adı geçen Köy Tüzel Kişiliği adına arsa vasfı ile tespit edildiği, beyanlar hanesinde" Milli Emlak Müdürlüğünün muvafakatı alınmadıkça satılamayacaktır." şeklinde açıklamada bulunulduğu ve kadastro tespitinin 21.03.1978 tarihinde kesinleştiği, sonradan köyün belediyeye dönüştüğü, imar uygulaması sonucu çekişme konusu imar parsellerinin H... Köy Tüzel Kişiliği adına imar nedeniyle tescil edildiği, davanın ise 14.11.2006 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Her nekadar, verildiği tarih itibariyle hükmüne uyulan Daire bozma kararı doğru isede, davanın kadastro öncesi nedene dayalı bulunduğu. 25.2.2009 tarihinde kabul edilip, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2.maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinin 3.fıkrasına eklenen "bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" ve 3.maddesi ile eklenen geçici 10.maddesinin " bu kanunun 12.maddesinin 3.fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 21.03.1978 ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarih 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.Öte yandan, yürürlüğe konulan hükümler kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan ve re'sen gözetilmesi gerektiğide kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, hak düşürücü süreden dolayı davanın reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiğinden, davalı Belediyenin temyiz itirazı bu nedenle yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 9.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.