Taraflar arasında görülen maddi-manevi tazminat davasının yapılan
muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin
duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle;
taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde
temyiz eden davalılar vekili Av. P. K. geldi. Aleyhine temyiz olunan
davacı vekili Av. Ü. A. ile Av. T. K. geldi. Gelen vekillerin sözlü
açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için
saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte
dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili davacının, 23.10.2011 tarihinde
Van ilinde meydana gelen deprem sırasında davalılardan N.. B..'ın sahibi
olduğu ve geçmişte davalı şirket tarafından Renault Bayii ve servisi
olarak ticari faaliyette bulunulan binada kiracı oldukları dairede
bulunduğu sırada, binanın tamamen yıkılmasıyla enkaz altına kalarak ağır
yaralı olarak kurtarıldığını; binanın yıkılmasında davalıların
kusurları bulunduğunu iddia ederek; davacı müvekkilinin mağduriyeti
nedeniyle, iş göremezlik karşılığı olarak şimdilik 5.000 TL maddi
tazminatın ve ve 100.000 TL manevi tazminatın 23.10.2011 tarihinden
itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve
müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Islah
dilekçesi ile, maddi tazminat talebi 104.466 TL'ye çıkartılmıştır.
Davalılar, zamanaşımı definde bulunmuşlar, esası bakımından da olayda
kusurlarının bulunmadığını savunup; davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; "...davalı N.. B..'ın, mülga BK'nun 58.maddesine göre
sorumluluğu düşünülmüş, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre bu
sorumluluğun objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan
ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk hali olduğu değerlendirilmiş,
...davacının, davalı N.. B..'ın binasının yıkılmasıyla altında kalarak
ağır bir şekilde yaralandığından maddi ve manevi zararların
oluştuğu, oluşan zararın bilirkişi raporuyla tespit edildiği,
gerekçesiyle" davalı N.. B.. aleyhine açılan maddi tazminat davasının
kabulü ile, 104.466,00 TL iş gücü kaybından doğan maddi tazminatın
23.10.2011 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalı
N.. B..'tan tahsili ile davacıya verilmesine; davalı N.. B.. aleyhine
açılan manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile 20.000 TL manevi
tazminatın 23.11.2011 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle
birlikte davalı N.. B..'tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya
ilişkin talebin reddine; davalı N.. B.. Motorlu Araçlar
İnş.Pet.İth.Ltd.Şti aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasının
reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından süresinde
temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle
kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir
isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde
değildir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının
işgücü kaybı tazminatı hesaplanmasında, CS0-1980 yaşam tablosunun esas
alındığı anlaşılmaktadır. Oysa, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında,
hesaplamada esas alınması gereken yaşam tablosunun PMF-1931 yaşam
tablosu olduğu belirtilmiş ve kabul edilmiş bulunmaktadır. Mahkemece,
bilirkişiden bu doğrultuda ek rapor alınıp, sonucu dairesinde hüküm
tesisi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı
hüküm verilmiş olması doğru görülmemiştir. Öte yandan BK'nun
43/1(TBK 51/1) maddesine göre " Hakim, hal ve mevkiin icabına ve hatanın
ağırlığına göre tazminatın suretini ve şumülünün derecesine tayin
eyler." Davacının, oluşan zararı, deprem nedeniyle kiracı olarak
bulunduğu binanın yıkılması sonucu doğmuştur. Depremin mücbir sebep
olarak kabul edilip, zararla illiyet bağını kestiği kabul edilemez ise
de; ne zaman ve hangi büyüklükte olacağı öngörülemeyen ve sonucu
gerçekleştiğinde büyük bir yıkıma sebebiyet veren, bölgede herkesi
etkileyen en büyük doğal afet olduğu da kabul edilmek zorundadır.
Ayrıca, bölgenin birinci derecede deprem kuşağında yer aldığı ve oluşan
depremin şiddet büyüklüğü de gözden kaçırılmamalıdır. O halde,
mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen tazminat miktarından adalete
uygun bir hakkaniyet indirimi yapılması da gereklidir. Bu hususta bir
değerlendirme yapılmamış olması da doğru görülmemiş, hükmün açıklanan
nedenlerle bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan
esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz,
temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün
HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında
vekille temsil edilen davalılar için duruşma tarihinde yürürlükte
bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen
1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine ve
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
30.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.