Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12731 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8405 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden 14-111.arası davalılar vekili Av.H.B. geldi. 112-128, 134 ve diğer davalılar ile bir kısım feri müdahiller vekili Av.İ. G. geldi. Aleyhine temyiz olunan davacılardan O.. Ö.. ve diğerleri vekili Av.Y.Ö. ile davacılardan G.. A.. ve diğerleri vekili Av.B. B. B. il Av.A.P. geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanununun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin 30.09.2014 günü saat 14.00’e bırakılması uygun görüldü.Belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IAsıl ve birleşen davalarda davacılar vekili, müvekkillerinden davacı A. S.İzmirli'nin murisin kardeşi, diğer davacıların ise murisin yeğenleri olduğunu, murisin el yazılı olarak davalılar lehine vasiyetname düzenlediğini, ancak bu el yazılı vasiyetin murisin eli ürünü olmadığını, infaz kabiliyetinin bulunmadığını, murisin işlem tarihinde fiil ehliyeti konusunda ciddi şüphelerin bulunduğunu, vasiyetin şekil şartlarına havi olmadığını beyan ederek vasiyetnamenin yok hükmünde olduğunun tespitine, şekil şartlarının bulunmaması nedeni ile iptaline, olmadığı takdirde mirasçıların saklı payları oranında tenkise karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar savunmalarında, dava konusu vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olduğunu, bu nedenle de geçerli bulunduğunu beyan ederek, reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, muris M. B. S.'nun 05/03/2000 tarihli el yazılı vasiyetnamesinde yer alan taşınmazının geliri ile bankadaki parasının sonsuza kadar bankada kalmak şartı ile faizlerinin her üç ayda bir alınarak Fatih itfaiye erlerinin müdüründen kapıcısına kadar ödenmesine ve manevi oğlu M.. S.. (B. ) ile vasiyetnamede adları bulunan H.. S.., M. Ç., E.. İ.., K.. A..'e de itfaiye erlerine verilecek para kadar para verilmesine ölümleri halinde, sağ kalanlarına taksimine ilişkin hükümlerinin yok hükmünde olduğunun tespitine, davacı Ahmet Selahattin İzmirli'nin mirasçılıktan çıkrarılmasına ilişkin tasarrufun ise saklı payı olan 1/24 oranında iptaline, murisin tasarruf hakkı bulunan 23/24 hissesi için mirasçılıktan çıkarma iradesinin geçerli olduğuna karar verilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, el yazılı vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesi talebinden ibarettir.Medeni Kanun'un 538.maddesi gereğince, "El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek, başından sonuna kadar murisin el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur."TMK 557.maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1-ehliyetsizlik, 2-vasiyetnamenin yanılma aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3-tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4-tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması olarak dört tanedir.Somut olayda, muris, 03.05.2000 tarihinde el yazılı bir vasiyetname düzenleyerek, son arzularını açık bir şekilde ifade etmiştir.Dosyada mevcut bu vasiyetnamenin incelenmesinden, vasiyetin kanunda öngörülen şekil şartlarına havi olduğu, yargılama sırasında alınan raporlara göre de, vasiyet murisin eli ürünü olup, murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetine haiz bulunduğu anlaşılmıştır.Bu durumda, davacı tarafın vasiyetin geçersizliğine ilişkin olarak sundukları tüm iddiaların dayanaksız kaldığının kabulü zorunludur.Muris tarafından düzenlenen el yazılı vasiyetname her bakımdan geçerli olup, murisin son isteklerini de açık bir şekilde ifade ettiği de görülmektedir.Vasiyetnamelerde amaç, mirasbırakanın son isteklerinin gerçekleştirilmesidir.Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, dava konusu vasiyetnamenin geçerli olduğu kabul edilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değermendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Diğer yandan; 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 17.maddesi uyarınca; mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.Öyle ise mahkemece, bu kanun hükmü dikkate alınarak, vasiyetnamede hangi tarihte Fatih İtfaiye Müdürlüğünde görevli bulunan kişilerin vasiyet lehdarı olduğu belirtilmediği için, yukarıdaki kanun hükmü gereğince murisin ölüm tarihi itibariyle Fatih itfaiye müdürlüğünde görevli bulunan kişilerin vasiyet lehdarlarından olduğu ve bu kişilerin davalı olarak kabul edilmesi gerekirken, mahkemece vasiyet tarihinde görevli olanların feri müdahil olarak davaya kabul edilmesi de doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalılar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.