Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 127 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 834 - Esas Yıl 2011





(Davacı vekili dilekçesi ile; Ankara İli, Etimesgut İlçesi Eryaman mevkiinde 46224 Ada, 1 parsel üzerindeki A-blok 32 nolu bağımsız bölümün, müvekkili kooperatif adına kayıtlı olduğunu; davalıların, tamamlamaması nedeniyle, davalıların açtıkları tapu iptali ve tescil davasının redle sonuçlandığını; buna rağmen, davalıların müvekkili adına kayıtlı daireyi kullanmaya devam ettiklerinden geriye dönük olarak 5 yıllık ecrimisil alacağının doğduğunu iddia ederek; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak üzere, 10.000 TL ecrimisilin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin, müteahhit ile yaptıkları sözleşme ile, dava konusu daireyi satın aldıklarını; satın aldıkları dairenin, müteahhit ile arsa sahibi arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müteahhite düşen yerlerden olduğunu; dairenin 01.09.2002 tarihinde müvekkillerine teslim edildiğini, fakat dairenin tapusunun bir türlü müvekkiline verilmediğini; oysa, davacı arsa sahibi tarafından, yüklenici tarafından söz konusu dairenin müvekkillerine satılmasına muvafakat edildiğini, dolayısıyla ecrimisil istenemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; “.Davalılar dava dışı yüklenici ile yaptıkları sözleşme gereğince sahip oldukları hakları davacı kooperatife karşı ileri süremeyeceklerinden daireyi kullanımları haklı nedene dayanmamaktadır. Davacı taraf mülkiyet hakkına dayanarak ecrimisil talep etmekte haklıdır. Kira bedel karşılığı ecrimisil talep edildiğinden davaya konu dönem itibariyle bilirkişi kurulunun belirlemiş olduğu rayiç kira bedelinin talep gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Gerekçesiyle” davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Davada, davalıların yükleniciden satın aldıkları daireyi, açtıkları tapu iptali-tescil davasının reddedilmesine rağmen; kullanmaya devam ettikleri belirtilerek, geriye dönük 5 yıl için ecrimisil istenilmektedir.Davalılar; dava konusu daireyi müteahhidin arsa sahibi ile yaptığı inşaat sözleşmesine dayanılarak haricen satın almışlar ve 01.09.2002 tarihinde de teslim almışlardır. Tapunun kendilerine devredilmemesi üzerine yüklenici ve arsa sahibi kooperatif aleyhinde açtıkları tapu iptali ve tescil davası redle sonuçlanmış ve bu hüküm 26.04.2010 tarihinde kesinleşmiştir.TMK’nın 995. maddesine göre; iyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.Davalılar, daireyi teslim alıp, kullanmaya başladıklarında iyiniyet-lidir. Zira, satış protokolü yüklenici ile arsa sahipleri arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak yapılmış ve bunun sonucu olarak daire davalılara teslim edilmiştir. Bu iyiniyetli kullanımın, kö-tüniyete dönüşmesi ise açtıkları tapu iptali ve tescil davasının reddi ile gerçekleşmiştir. Redde ilişkin karar 26.04.2010 tarihinde kesinleştiğine göre, 20.07.2007 tarihinde açılan davada, davalıların taşınmazı kullanımı kötüniyete dayanmadığından, davacı kooperatifin ecrimisil talebinin reddi gerekir. Mahkemece, dava açıldığı tarihte, davalıların kötüniyetli zilyet durumunda bulunmadıkları gözetilmeden, kesinleşmemiş karara dayanılarak, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...)Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN:Davalılar vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇDavalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 Sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğinceBOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 07.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.