MAHKEMESİ : BOLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/05/2009NUMARASI : 2008/157-2009/182Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanın ehliyetsiz olduğu dönemde 7 parça taşınmazı rücu şartlı hibe suretiyle davalı kızına temlik ettiğini, davalının çocuklarının manevi baskı yapmak suretiyle murisin iradesini sakatladıklarını ileri sürüp hibeye konu tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazların temlik tarihinde murisin fiil ehliyetine haiz bulunduğunun doktor raporu ile belirlendiğini, iddiaların doğru olmadığını, murisin bakımını yaptığını, saklı payın ihlalinin söz konusu olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın tenkis yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar, 2. Hukuk Dairesince; “davalının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. Davalıya hibe edilen 787 parsel, 1269 ve 1270 parsellere ifraz gördüğü halde ifraz parsellerinin yanında 787 parselin bedelinin mükerrer olarak terekeye ilavesi usul ve yasaya aykırıdır. Yine, 430 parsel sayılı taşınmaz kamulaştırıldığına göre, Türk Medeni Kanununun 508. maddesi gereğince, davalının almış olduğu bedelin tespiti ile bu miktarın davalıya yapılan kazandırma kapsamında tereke hesabına dahil edilerek, tasarruf nisabı ve saklı payın hesaplanması gerekirken açıklanan yönlerin gözetilmemesi isabetsizdir. Ayrıca, Türk Medeni Kanununun 503. maddesi gereğince, davalının saklı payının ona yapılan kazandırmadan düşülmemesi de isabetsizdir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozmaya uyularak davanın tenkis isteği yönünden kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.12.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat T.A.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmüne uyulan bozma ilamında, özetle “davalıya hibe edilen taşınmazlardan 787 nolu parselin hibe tarihinden sonra 1269 ve 1270 parseller olarak iki parçaya ifraz olunduğu halde, ifraz suretiyle oluşan bu parsellerin yanında 787 parsel için 530.000.000.TL.nin mükerrer olarak terekeye ayrıca ilavesi usul ve yasaya aykırıdır. Davalıya hibe edilen taşınmazlardan 430 nolu parselin kamulaştırıldığı ve davalının bu parselle ilgili kamulaştırma bedelinin arttırılması davası açtığı anlaşılmaktadır. Kendisine tenkise tabi bir teberru yapılmış olan kimse, hüsnüniyet sahibi ise, yalnız mirasın açıldığı gün, o teberrudan elinde kalan miktarla sorumludur. Açıklanan hüküm gereği, anılan davanın kesinleşen karar örneğinin dosyaya alınarak, davalının bu taşınmazın kamulaştırılmış olması nedeniyle almış olduğu bedelin tespiti ile bu miktarın davalıya yapılan kazandırma kapsamında tereke hesabına dahil edilerek, tasarruf nisabı ve saklı payın hesaplanması gerekirken açıklanan yönlerin gözetilmemesi isabetsizdir. Yine, miras bırakanın kazandırmada bulunduğu mirasçı da saklı pay sahibi olup tenkise tabi kazandırmada U..’nin saklı payının ona yapılan kazandırmadan düşülmemesinin doğru bulunmadığı” belirtildiği halde, dosya kapsamına göre, mahkemece bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.Mahkemece, bozma sonrası ilgili yerlere yazılan müzekkereler sonucu alınan cevaplar doğrultusunda resen tenkis hesabı yapılmışsa da, kamulaştırmaya konu 430 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalının kamulaştırma nedeniyle almış olduğu bedelin davalıya yapılan kazandırma kapsamında tereke hesabına dahili yapılmamıştır.Ayrıca, çekişmeye konu edilen taşınmazların temlike konu edilen paylar bakımından değerlendirmeye esas alınmamış olması da isabetsizdir.Öyle ise, HUMK.nun 275. maddesi hükmü dikkate alınmayarak bozma doğrultusunda işlem yapılmadan karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 08.12.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.