Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/09/2013 tarih ve 2011/325-2013/226 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 18,563 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK'nın 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonradava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan biçerdöverlerin davalı tarafça Polonya'dan tren yolu ile Ankara'ya taşınması sırasında biçerdöverlerin fazla yer kaplamamaları açısından demonte olarak taşınması ve muhtemelen Bulgaristan sınırında ahşap kasa kapakları üzerindeki sabitleme çivilerinin sökülerek kapakların açılması sonrasında kasa içerisindeki malzemelerin bir kısmının ve biçerdöver üzerindeki muhtelif aksesuar ve yedek parçaların (biçerdöverlerin içindeki yakıtların da) çalındığını hasar tutarının sigortalıya ödendiğini belirterek toplam 13.191,59 TL tazminatın faiziyle birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davaya konu malların davacının sigortalısı tarafından teslim alınıp kontrol edildiğinin ve eksik olmadığının müvekkili şirket yetkililerine beyan edildiğini, tutanakların teslimden çok sonra tutulduğu, yüklemenin gönderen şirket tarafından yapıldığını ve müvekkilinin emtiayı denetleme yükümlülüğünün bulunmadığını, malların açıkta kapağı çivili kasalarla her tür suistimale açık olarak yüklendiğini, kapalı şekilde taşınması gereken malların çalınmasından müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun gönderici şirkette olduğunu, parçaların çalınmış veya kaybolmuş olduğu iddiasının yersiz olduğunu, eksikliğin imalat probleminden kaynaklandığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, taşıma konusu emtianın Polonya'dan Ankara'ya davalı sorumluluğunda tren yolu ile taşınmak üzere teslim edildiği, ahşap kasa kapakları üzerindeki sabitleme çivilerinin sökülerek kapağın açılması sonrasında kasa içerisindeki malzemelerden bir kısmı ile biçerdöver üzerindeki muhtelif aksesuar ve yedek parçaların çalındığı, taşıma açık vagonla yapılsa dahi bu durumun taşıyıcının taşıma sırasındaki eşyayı gözetip, koruma borcunu ortadan kaldırmayacağı, davalı iddiasının aksine hasar gören emtianın yüklenmesi sırasında taşıma sandıklarının kapak tahtalarının sökük, çivilerinin çıkartılmış durumda olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, emtianın bu hali ile kabul edilmemesi, durumunun belgelenmesi gerektiği, kapalı şekilde teslim aldığı emtiayı muhafaza edemeyen davalının eksik teslimden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 13.191,59 TL'nin 14.01.2011 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Ancak, hırsızlık olayının açık vagonla yapılan taşıma sırasında meydana geldiği anlaşıldığından, Uluslararası Demiryolu Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Tertip Kuralları (CIM) hükümlerine göre davalının kasta yakın kusurlu davranışından bahsedilemeyeceğinden tazminat hesabında sınırlı sorumluluk halinin gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, bilirkişi tarafından çalınan eşyanın brüt ağırlığının ne kadar olduğunun dosyadaki mevcut belgelerden tespit edilemediği ve talep edilen tazminatın makul olduğu görüşü açıklanmış ve mahkemece de talep edilen tazminatın tamamına hükmedilmiş ise de, dosyada mevcut belgeler itibariyle hırsızlığa konu eşyaların vasıf ve miktarları belirlenmiştir. Bu durumda, davalının sınırlı sorumluluğunun vasıfları belirlenen eşyalar göz önüne alınarak tayin ve takdiri gerekirken çalınan eşya birim fiyatlarına göre belirlenen tazminatın tamamına hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.