Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12476 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 1893 - Esas Yıl 2010





A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı işveren tarafından hamile olması bahane edilerek işleri aksatacağı düşüncesiyle iş akdinin kötü niyetle feshedildiğini ileri sürerek, diğer işçilik alacakları ile birlikte yıllık izin ücreti ve kötü niyet tazminatı istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, 01.08.2006-08.08.2006 tarihleri arasında haklı gerekçe göstermeksizin işe devam etmediğini, bu durumun tutanaklarla tespit edildiğini, 26 günlük yıllık izin alacağının PTT aracılığıyla davacıya havale edildiğini, davacının herhangi bir alacağının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.B) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş akdinin hamileliği nedeni ile kötü niyetli olarak feshedildiği ve davalının aynı nedenle kötü niyet tazminatı ödemekle sorumlu olduğu, davacının bir kısım yıllık izinlerinin kullandırılmadığı ve kullandırılmayan yıllık izin ücretlerinin ödenmediği, ödendiğine dair bir belge de ibraz edilmediği gerekçesi ile diğer işçilik alacakları ile birlikte kötü niyet tazminatı ve yıllık izin ücreti istekleri de hüküm altına alınmıştır.D) Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni ge-rektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Uyuşmazlık, iş akdinin feshinde kötü niyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medeni Kanunun 2.maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanıldığından söz edilir.Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.Kötü niyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 Sayılı Yasa'da önemli değişiklikler öngörülmüştür.Yasanın 17. maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötü niyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.1475 Sayılı Yasa'da, “işçinin sendikaya üye olması, şikayette başvurması” gibi sebepler biçiminde sayıldığı halde, 4857 Sayılı Yasa'da genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikayet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.Yasanın 17.maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır. (Yargıtay 9.HD. 12.06.2008 gün 2007/21422 E., 2008/15336 K.)Somut olayda, mahkemece her ne kadar davacı işçinin iş akdinin kötü niyetle feshedildiği sonucuna ulaşılarak kötü niyet tazminatı isteği hüküm altına alınmış ise de, davacı işçinin 4857 Sayılı Yasa'nın 17. ve devamı maddeleri uyarınca iş güvencesi kapsamında olup olmadığı, diğer bir anlatımla işe iade davası açma hakkı olup olmadığı araştırılmamıştır.Mahkemece, davalı işyerinde fesih tarihinde çalışan işçi sayısı ve buna bağlı olarak işe iade davası açma hakkı olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.3-Öte yandan, davalı işveren davacı adına 21.11.2006 tarihli PTT havalesi ile 26 günlük yıllık izin ücreti ödemesi yaptığını savunmuştur.Mahkemece dosyaya sunulan bu belgedeki ödemeler hakkında bir değerlendirme yapılmadan söz konusu yıllık izin ücreti isteğinin hüküm altına alınması da hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.