Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12467 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10737 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/07/2010NUMARASI : 2007/236-2010/377Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, maliki olduğu 101 parsel sayılı taşınmazın 64 m2 lik kısmına davalının dükkan inşa etmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu yeri tapu tahsis belgesi verilen V.. ve Ü.. S..’dan 15 yıl kadar önce haricen aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; … öncelikle adı geçen intifa hakkı sahiplerinin davada yer almalarının sağlanması için davacıya önel verilmesi, önel gereği yerine getirildiğinde çekişmeye konu dükkanın intifa hakkı kapsamında kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Davacı Hazine, çaplı yere elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hükmüne uyulan bozma ilamında; “… intifa hakkının geçerli bir biçimde davalıya geçtiğini ve soyut savunmasının davacı Hazine’nin mülkiyet hakkı karşısında bir değer taşıdığını söyleyebilme olanağı bulunmadığına” değinilmiş ve davanın intifa hakkı sahiplerine de yöneltilmesi gereği vurgulanmıştır.Anılan bozma kararına uyularak intifa hakkı sahiplerine dava yöneltilmiş ise de, yukarıda açıklanan ve mülkiyet hakkına üstünlük tanınması gerektiğini belirten gerekçe gözetilmemiş, böylece bozma kararına uyulmakla yanlar yararına usuli kazanılmış hak doğacağı yönündeki ilke gözardı edilmiştir.Esasen, 04.08.1986 tarihli tahsis belgesi ile taşınmazın intifa hakkı devredilmiş ve tapu kaydına şerh edilmiştir. Sözkonusu tahsis, mülkiyet hakkına dönüşmedikçe, tapu kaydına yansımadıkça mülkiyet hakkı karşısında üstün hak sayılamaz. Ayrıca intifa hakkı davalıya değil, başka kişilere tanınmış olup, haricen devredilmesi 2981 Sayılı Yasa hükümlerine ve yasa koyucunun amacına aykırı düşer niteliktedir. O halde, 2981 Sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde korunmasına izin verilen ve sahibine tapu tahsis belgesi verilmesine esas olan yapının, anılan mevzuat nedeniyle yıkımına karar verilemez ise de, kayıtla ve tahsisle ilgili bulunmayan davalının tasarrufunun haklı ve geçerli bir nedene dayandığı söylenemez. Diğer taraftan 3290 Sayılı Yasa ile değişik 2981 Sayılı Yasanın 22. maddesi hükmünde öngörülen “Davanın Durdurulması”na ilişkin düzenlemenin eldeki davada uygulanabilirliği de yoktur. O halde davalı A.. B.. yönünden elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacı Hazine’nin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün, açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.