Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12444 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11610 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : PASİNLER ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/06/2010NUMARASI : 2009/92-2010/126Taraflar arasında görülen davada;Davacı, çekişme konusu 222 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki olduğunu, tarla vasfındaki taşınmazı kardeşi olan davalının 2008 yılı 9. ayından buyana arpa ekmek suretiyle kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve 3.000.-TL. ecrimisilin tahsili isteğinde bulunmuştur.Davalı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi davaya yanıtta vermediğinden yargılama yokluğunda yürütülmüştür. Mahkemece; kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın tarım yapmak suretiyle müdahale ettiğinin keşfen saptandığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesine, 1.421,00.-TL. ecrimisilin tahsiline karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 222 parsel sayılı taşınmazın kayden maliki olduğu, davalının taşınmazda mülkiyetten ve kayıttan kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı halde haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşınmazı tarım yapmak suretiyle kullandığı belirlenerek kayda üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine, Ancak, gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, (haksız işgal tazminatı) kötüniyetli zilyedin taşınmazı kullanması sebebiyle kayıt malikine ödemekle yükümlü olduğu tazminattır.Somut olayda; davacı ile davalının kardeş oldukları, çekişmeli taşınmazın davacıya bayii babaları tarafından 18.09.2001 tarihli satış akdi ile temlik edildiği, iktisaptan davalının haberdar edilmediği, eldeki davanın 18.05.2009 tarihinde açıldığı, dava tarihine kadar da bir uyarı gönderilmediği gözetilerek davalının davacının izni ile taşınmazı kullandığı ve muvafakatin dava ile geri alındığı dolayısıyla Borçlar Kanunu’nun 299. ila devam eden maddelerinde öngörülen ariyet hükümleri çerçevesinde bu kullanımının kötü niyete dayalı olmadığı kabul edilmelidir. Bu belirlemeye göre, davalının ecrimisilden sorumlu tutulmasına olanak yoktur.Öyleyse, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabet bulunmamaktadır.Öte yandan; dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi ve ecrimisil yönünden ayrı ayrı değer bildirildiği halde, keşfen belirlenen ecrimisil üzerinden harç almakla yetinildiği, keşfen taşınmazın değeri belirlenmediği gibi dava dilekçesinde gösterilen itiraza uğramayan değer üzerinden dahi harç alınmadan neticeye gidildiği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür davalarda HUMK.’nun 413. ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca; dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (04.03.1953 tarih, 10/2 sayılı İ.B.K ) ibaret olacağı kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; dava dilekçesinde elatmanın önlenilmesi istenilen çekişmeli taşınmazla ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtildiğine göre değere itiraz edilmesi halinde, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, keşfen değerin saptanması, belirlenecek değer üzerinden nispi tarifeye göre harcın tamamlatılması, işin esasının incelenerek hükme bağlanması gerekirken, dava değeri saptanmadan ecrimisil değeri üzerinden harç alınmakla yetinilmesi isabetsizdir.Davalının, temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.