MAHKEMESİ : AKHİSAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/06/2010NUMARASI : 2008/304-2010/239Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mülkiyeti idareye ait iken 5283 Sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tescil edilen 25 parsel sayılı taşınmaz içerisinde fiilen lojman olarak kullanılan bina bulunduğunu, lojman binasının anılan yasa kapsamı dışında kaldığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuştur.Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, Dairece; “…Açıklanan hususlar ve belirlenen olgular karşısında lojman olarak kullanılan bölümlerin sağlık birimi olarak kabul edilip 5283 Sayılı Yasa uyarınca Sağlık Bakanlığına devri gereken yerlerden olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, 5283 Sayılı Yasanın 4/e maddesinde belirtildiği şekilde kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulmak suretiyle lojman olarak kullanılan bölümler bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulması üzerine, mahkemece, bozmaya uyularak tamamlanan soruşturma sonucunda davanın f kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece; hükmüne uyulan bozma kararında yapılacak işlemler duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıkça belirtilmiş olmasına karşın, bozma kararına uyulduktan sonra, teknik bilirkişi raporunda sağlık birimi olmadığı, lojman olarak kullanılan bölümler üzerinde davacı Kurum adına kat irtifakı tesis ve tesciline karar verilmiştir.Öncelikle belirtilmelidir ki 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası gereğince, kat mülkiyeti ve kat irtifakı kurulabilmesi için öngörülen 1. yol tüm maliklerin bir arada hareket etmek suretiyle anılan yasanın 12. maddesinde belirtilen tüm belgeler eşliğinde istemde bulunmaları, 2. yol ise mal sahiplerinden (paydaşlardan) herhangi birinin anılan işleme icabet etmemesi veya karşı koyması durumlarında mahkemeye başvurularak mahkemeden müdahale etmesinin istenmesi halleridir.Böylesi bir durumda ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 2814 Sayılı Yasa ile ilave getirilen ek 1. maddesi hükmü uyarınca davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olacağı tartışmasızdır.O halde mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre yapılacak iş lojman olduğu saptanan yerlerin ana binanın yüzölçümüne oranlanması suretiyle bulunacak miktar kadar davacı Kurumun taşınmazda paydaş kılınması olduğu halde, başka bir ifadeyle belirlenen pay oranında davacıya mülkiyet hakkı tanınması gerekirken ve ancak böylesi oluşturulan durum sonrasında davacı Kurum için 634 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulması için müracaat hakkı doğabilecekken mahkemece bozmaya yanlış anlam verilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmadığı gibi davanın taşınmazın aynına ilişkin olduğu gözetilerek Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir. Davacı İdarenin sair temyiz itirazları yerinde değilse de yukarıda belirtilen hususlara ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.