Tebliğname No : 4 - 2011/106212MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 36. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/10/2010NUMARASI : 2010/21 Esas, 2010/543 KararSUÇ : Görevi kötüye kullanmaMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Dosya içeriğinden icra dosyasından dayanak vekaletname ile parayı çeken avukat F. D..hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından iddianame düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; ilgili dosyanın araştırılarak, kesinleşmemişse davaların birleştirilmesi cihetine gidilmesi, hükme bağlanmış ise onaylı suretlerinin denetime olanak verecek şekilde dosya içine getirtilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,Temel ceza alt sınırdan belirlendiği halde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden denetim süresinin alt sınırdan uzaklaşılarak 2 yıl olarak tayini,5237 sayılı TCK'nın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlemesine rağmen, aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Hükümden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanun ile TCK'nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan "kazanç" sözcüğünün "menfaat" olarak değiştirilmesi, bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi karşısında TCK'nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." hükmü gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 08/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.