Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12347 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11514 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : TURGUTLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/02/2010NUMARASI : 2008/742-2010/77Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden malik olduğu 2480 ada 5,6,7 ve 8 nolu imar parsellerinin bir kısmında bulunan asma kütüklerini davalının sökmediğini ve taşınmazları tasarrufuna engel olduğunu ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, müdahale olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, imar parsellerine el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişme konusu 5,6,7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların imar uygulaması sonucu oluştuğu ve kayden davacıya ait oldukları davalının 7 ve 8 nolu imar parsellerini bağ dikmek suretiyle tasarruf ettiği, esasen anılan bu parsellerin öncesini teşkil eden 8 nolu kadastral parselde paydaş iken bu taşınmaz üzerine yaptığı bağın imar uygulaması ile davacıya özgülenen 7 ve 8 nolu parseller içerisinde kaldığı belirlenmek suretiyle bağ çubuklarının kaim değeri belirlenerek davacıdan alınıp davalıya verilmesi koşulu ile bu parsellere ilişkin davanın kabulüne ve bağ çubuklarının sökülmesine (yıkımına) karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yok ise de, belirlenen kaim değerin davalıya ödenmesi kaydıyla mahkeme veznesine depo edilmeden neticeye gidilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.Diğer taraftan, 7 nolu parselde bulunan artezyen kuyusu bakımından da kaim değer belirlenerek hüküm altına alınmıştır. Ne varki artezyen kuyusunun imardan önce mi yoksa imardan sonra mı yapıldığı konusunda taraf tanıklarından bilgi alınmamıştır. Şayet imar öncesi yapıldığının anlaşılması halinde kaim değerin gözetilmesi gerekeceği, yok eğer imardan sonra yapılmış ise bu değer gözetilmeksizin davanın mutlak kabul edilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Oysa bu konuda yeteri kadar araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi; dinlenilen tanıklardan davaya konu edilen 5 ve 6 nolu parsellerle ilgili olarak davalı tarafın bir tecavüzünün başka bir ifadeyle haksız eyleminin olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan bu parseller yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Eksik inceleme ve araştırma ile yetinilerek hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.