Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dilekçesinde; 2011 yılında hükmedilen 100 TL iştirak nafakasının, aylık 700 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; aylık 500 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.TMK.182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1).İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.Dosyanın incelenmesinden, davacı annenin asgari ücret ile bir işyerinde çalıştığı, davalı babanın ise, sabit bir işinin ve gelirinin bulunmadığı, iş buldukça çalıştığı, yaptırılan ekonomik durum araştırmasından anlaşılmıştır.Davacı duruşmadaki beyanında; davalının diş teknisyeni olduğunu, diş protez medikal satış işyerinin davalı ile dava dışı Salih'e ait olup, boşandıktan sonra davalının bu yeri dava dışı Salih'e devrettiğini, evi ve arabası olduğunu ifade etmiş, davacı tanığı da davacının bu ifadesini destekler mahiyette beyanda bulunmuştur.Öyle ise mahkemece; bu hususlar dikkate alınarak, davacı ve tanığının beyanları esas alınıp, bu yöne ilişkin tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin ayrıntılı araştırma yapılıp (tapu dairesi ve diğer ilgili yerlerden sorulup), hasıl olacak sonuca göre, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak iştirak nafakasının TMK.4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekirken, yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.