MAHKEMESİ : ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/04/2010NUMARASI : 2009/192-2010/241Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden malik olduğu 293 ada 83 parsel sayılı taşınmazdaki zemin kat 6 nolu bağımsız bölümün eklentesi olan dava konusu yerin davalılara ait bağımsız bölümlerin üst katında bulunduğunu, davalı A..'nın 5 nolu bağımsız bölümün tavanını delmek suretiyle tadilat yaparak davalıların dava konusu yere müdahale ettiklerini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi isteminde bulunmuştur.Davalılar, davaya konu yeri haricen satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalı İ.. hakkında açılan davanın reddine ; Davalı A.. hakkında açılan davanın el atma olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı A.. A..vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 293 ada 83 parsel sayılı taşınmazda kat mülkiyeti kurulu dava konusu 6 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı bulunduğu, davalılardan A..'nın 5, davalı İbrahim'in 3 nolu bağımsız bölüm malikleri oldukları anlaşılmaktadır. Davacı, 6 nolu bağımsız bölümün eklentisine el atmanın önlenmesi istemiyle eldeki davayı açmış olup, Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme neticesinde gerçekten de çekişmeli yerin davacıya ait zemin kat 6 nolu bağımsız bölüm eklentisi niteliğinde olduğu saptanmak suretiyle davanın kabul edilmiş olması ve davalılardan İbrahim hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi kural olarak doğrudur.Davalı 24.11.2006 tarihli "harici satış sözleşmesi" başlığını taşıyan ibraz ettiği belge ile çekişmeye konu edilen eklentinin bir bölümünü haricen satın aldığını savunmuş olup, dosyaya ibraz edilen bu belgeye karşı çıkılmadığı görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nun 706. BK'nun 213. ve 2644 Sayılı Yasanın (Tapu Kanununun) 26. maddeleri tapulu taşınmazların resmi şekilde yapılmayan temliklerine hukuken değer verilemeyeceği hükmünü öngörmektedir. Kaldı ki, çekişmeli yerin 6 nolu bağımsız bölümün eklentisi olduğuna göre müstakilen de satışa konu edilemeyeceği açıktır. Her ne kadar satış geçersiz ve mülkiyetten kaynaklanan bir hak bahşetmez ise de haricen yapılan satışın kişisel hak doğuracağı ve bu hakkında satış bedeli üzerinden hapis hakkı olacağı 1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğidir.Hal böyle olunca, anılan İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek harici satış bedeli üzerinden davalı A.. lehine hapis hakkı tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davalı A..'nın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428.maddesi gereğince, BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.