Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12322 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10926 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : İZMİR 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/06/2010NUMARASI : 2009/422-2010/230Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden maliki oldukları 1303 ada 1 parselde yer alan 6 nolu bağımsız bölümün cebri ihale sonucu davalıya satıldığını, ihalenin feshi için açtıkları davanın halen derdest olduğunu, ihale kesinleşmeden davalı adına yapılan tescilin geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu iptal tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, davaya karşı yazılı beyanda bulunmamıştır. Mahkemece, davacılar tarafından açılan ihalenin feshi davasının red edilerek kararın kesinleştiği gerekçesiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacıların paydaşı olduğu çekişme konusu bağımsız bölümün 13.10.2008 tarihli icra ihalesi sonucu satılarak 27.07.2009 tarihinde davalı adına tapuya tescil edildiği davacıların açmış oldukları ihalenin feshi davasının İzmir 9. İcra Hukuk mahkemesinin 25.12.2008 gün 2008 / 930 esas, 1207 Sayılı kararı ile red edilerek derecattan geçmek suretiyle kararın kesinleştiği sabit olup davacının tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalının temyiz itirazlarına gelince;İddianın ileri sürülüş biçimi ve özellikle somut olgular gözetildiğinde iddianın subut bulmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken icra ihalesinin iptali isteğine ilişkin davanın reddi gerekçe yapılarak istek bakımından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Bilindiği üzere, karar verilmesine yer olmadığına dair kurulacak hüküm ile davanın reddi konusunda verilecek kararların hukuki sonuçları farklıdır. Öte yandan, dava tarihi itibarıyla davacının davasında haksız olduğu ihalenin feshine ilişkin davanın reddine dair kararla belirlendiğine göre yargılama giderleri ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davacı tarafın sorumlu olacağı gözetilerek davacı tarafa yüklenmesi gerekirken davalının sorumlu tutulması isabetsizdir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 25.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.