Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12304 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11448 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/12/2008NUMARASI : 2008/334-2008/708Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden paydaş olduğu 16 parsel sayılı taşınmazını, kendisine garanti vermesi halinde evleneceği telkini üzerine, tapuda satış gibi göstererek, bedelsiz olarak davalıya devrettiğini, gerçekte davalının bakması ve evlilik birliğinin devam etmesi amacıyla bağış yaptığını, ancak davalı eşinin bakım borcunu yerine getirmediği gibi sürekli evi terkettiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmadığı gibi yanıtta vermediğinden yargılama gıyabında yürütülmüştür. Mahkemece, taraflar arasında boşanma davasının mevcut olması, talebin boşanmanın ferilerinden olan evlilik birliğinde edinilen malların taksimi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği ve bu hususta görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Davacı dilekçesinde; çekişme konusu taşınmazı davalı ile evlenmeyi sağlamak üzere, evlilikten sonra satış biçiminde temlik ettiğini, aslında bir bedel ödenmediğini ileri sürerek temlike konu payın iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davaya Aile Mahkemesinde bakılması gerektiği görüşü ile görevsizlik kararı verilmiştir.Ancak; yukarıda kısaca özetlenen iddianın ileri sürülüş biçimi ve mahiyeti itibariyle davada, boşanma ile ilgili hükümler gereği iptal istenilmemiş olup, davada, muvazaa iddiasına dayanılmıştır. Diğer bir deyişle davacı kendi muvazaasına dayanmıştır. Bu tür bir davanın ise önceki mülkiyet hakkına dayalı olduğu ve Aile Hukuku ile bir ilgisinin bulunmadığı açıktır. Nitekim 4787 sayılı yasanın 1. ve 4. maddelerinde Aile Mahkemelerinin görevleri açıklanmış ve hangi tür davaları çözüme bağlayacakları düzenlenmiştir. Öte yandan eldeki davanın mal rejiminin tasfiyesi ile de bir ilgisi bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; işin esasının incelenmesi, taraf delillerinin toplanması, değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 25.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.