Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12294 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8007 - Esas Yıl 2013
KADASTRO KANUNU (3402) Madde 22HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 27HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 124
"İçtihat Metni"Taraflar
arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı
olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte
temyiz eden H.. T.. geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen
olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları
dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme
raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Uygulama
kadastrosu sırasında Seymen Köyü çalışma alanında bulunan ve tapu
kaydında İ... oğlu H.. T.. adına kayıtlı olan 3 ada 11 parsel sayılı
11.400 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 11.066,58 m2 yüzölçümünde, 3
ada 16 parsel sayılı 18.130 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 17756,76 m2
yüzölçümünde, 97 ada 19 parsel sayılı 20000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz
15584,17 m2 yüzölçümünde ve 106 ada 7 parsel sayılı 3490 m2
yüzölçümündeki taşınmaz 3467,16 m2 yüzölçümünde tespit edilmiştir.
Davacı H.. T.., yasal süresi içinde kendisine ait taşınmazların
yüzölçümlerinden oluşan eksilme nedeniyle K.. M..ne husumet yönelterek
dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın pasif husumet
yokluğu nedeniyle reddine, çekişmeli taşınmazların uygulama tespitleri
gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. T.. tarafından
temyiz edilmiştir. Mahkemece, uygulama kadastrosuna itiraz
davalarında husumetin, itiraz eden kişiye ait taşınmazların eksik olarak
hesap edilmelerine neden olan taşınmaz veya taşınmazlar maliklerinin
tümüne yöneltilmesi gerektiği; davacının husumet yönelttiği K.. M..nün
işlemi yapan idare olup davada husumet ehliyetinin bulunmadığı kabul
edilerek ve ön inceleme duruşması yapılmadan re'sen oturum açılarak
karar verilmiş ise de, mahkemenin kabulünde isabet bulunmamaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi gereğince kural olarak, her
davada duruşma yapılması zorunludur. Acele ve geçici nitelikteki
işlerde, ancak kanunda belirlenen hallerde duruşma yapılmadan karar
verilebilir ise de; uygulama kadastrosuna itiraz davalarında husumetten
ret kararı kanunda belirlenen duruşma yapılmadan karar verilebilecek
hallerden değildir. Hal böyle olunca; mahkeme taraflar davet
edilmeksizin ve ön inceleme duruşması yapılmadan re'sen oturum açılarak
karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Dava; 3402 sayılı Kadastro
Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz
niteliğindedir. Bu tür davalarda husumetin, itiraz edenin taşınmazları
aleyhine yapılan tespit sonucunda, yüzölçümü artan ya da lehine ortak
sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir.
Ancak; uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan
veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise
K.. M..ne husumet yöneltilerek de dava açılabilir. Bu hususun aydınlığa
kavuşturulabilmesi için de öncelikle mahallinde keşif ve uygulama
yapılarak davacıya ait taşınmazların yüzölçümlerinde oluşan azalmaların
hangi nedenden kaynaklandığı uzman fen bilirkişi raporuyla yöntemince
saptanmalıdır. Bu şekilde araştırma, inceleme ve uygulama yapılmadan
karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; yerel bilirkişi
kurulu ve taraf tanıkları ile uzman fen bilirkişi olduğu halde
mahallinde keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, davacıya ait
taşınmazların sınırları yerel bilirkişi kurulu ve tanık sözleri ile
belirlenmeli; fen bilirkişisinden davacıya ait taşınmazların
yüzölçümlerinde oluşan eksilmelerin nereden kaynaklandığını açıklayan,
ilgili yönetmelik gereği davacıya ait taşınmazların sınırlarının zeminde
ne şekilde bulunduğunu irdeleyen, tesis kadastrosu paftası ile uygulama
kadastrosu paftasını ayrı renklerle çakıştırmalı şekilde gösteren
ayrıntılı rapor alınmalıdır. Ulaşılacak sonuca göre; davacıya ait
taşınmazların yüzölçümlerinde oluşan eksilmenin hesaplama yönteminden
kaynaklandığının anlaşılması halinde, K.. M..ne husumet yöneltilerek
dava açılması yeterli görülerek davanın esastan reddine karar
verilmelidir. Davacıya ait taşınmazların yüzölçümlerinde oluşan
eksilmelerin, komşu taşınmazlardan kaynaklandığının belirlenmesi halinde
ise komşu parsellerin maliklerinin davaya dahil edilmesi için; davacıya
ait taşınmazların yüzölçümlerinde oluşan eksilmelerin tescil harici
taşınmazlardan kaynaklandığının anlaşılması halinde de Hazine ile ilgili
Kamu Tüzel Kişilerinin davaya dahil edilmesi için davacıya imkan
verilmelidir. Bu şekilde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124. maddesi
uyarınca yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın esasına
girilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler göz ardı
edilerek davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet
bulunmamaktadır. Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz
karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 10.12.2013 gününde
oybirliğiyle karar verildi.