Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1225 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 163 - Esas Yıl 2014





Taraflar arasındaki “genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.06.2012 gün ve 2010/354 E.-2012/147 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 21.02.2013 gün ve 2012/15290 E., 2013/3091 K. sayılı ilamı ile;(...Davacılar vekili, müvekkili C.. W..'in 28.09.2009 tarihinde davalı şirkette ortak olduğunu aynı zamanda da davalı şirketin % 95 oranında hissesine sahip diğer davacı B. Holdings SaRL.'i temsilen 3 yıl süreyle görev yapmak üzere yönetim kurulu üyesi seçildiğini, 13.02.2010 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurul toplantısına usule uygun olarak davet edilmediğini ve görevden alındığını, diğer davacı müvekkili B. Holdings SaRL.'ın ise, bir takım usulsüz ve hukuka aykırı işlemler sonucu davalı şirketteki ortaklık sıfatını iradesi hilafına kaybettiğini, davacılara TTK'nun 368. maddesine uygun şekilde davet yapılmadığını, davetin yetkili organ tarafından yapılmadığını, davacıların davalı şirkette ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak 13.02.2010 tarihli olağanüstü genel kurulda konuşma, öneride bulunma, bilgi alma ve oy kullanma haklarını kullanamadıklarını, toplantı ve karar nisabının sağlanamadığını ileri sürerek, davalı şirketin 13.02.2010 tarihli genel kurul toplantısı ve toplantıda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, davalı şirketin tüm yöneticilerinin yetkilerinin kaldırılarak dava konusu genel kuruldan önce görev yapmakta olan yönetim kurulunun görevinin devam etmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı B.. A.. vekili, davacı Belport Holdings SaRL. adına dava açan avukatların ibraz ettikleri vekaletnamelerinin yoklukla malul olduğunu, vekaletnamenin davacı şirketin imza yetkililerinin imzasını taşımadığını, davacı şirketin ortağı olan Belport Development Limited'in genel müdürü Sarah Kelly tarafından verilmiş olduğunu, Sarah Kelly'in davacı şirketin imza yetkilisi olmadığını, geçersiz vekaletname uyarınca davacı şirket yönünden dava şartı bulunmadığını, davalı şirkette 178.380.000 adet hisseden 1 adedine sahip olan davacı C.. W..'in genel kurul toplantılarının tamamına ana sözleşme ve TTK uyarınca taahhütlü mektupla davet edildiğini, yerel gazete ile Türkiye Sicil Gazetesi'nde ilan yapıldığını, buna rağmen davacının 13.02.2010 tarihli toplantıya katılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirket vekili tarafından sunulan 09.04.2010 tarihli vekaletnamenin Türkçe çevirisinden, B. Development Limited'in, Lüksemburg MK.'nun 1166. maddesine göre vekaletnamenin, B. Development Limited'in genel müdürü S. K. tarafından imzalandığı, yeni vekaletnamelerini sunmaları konusunda 30 gün kesin süre verildiği, davacı şirket vekili tarafından sunulan 14.02.2011 tarihli vekaletname çevirisinden, bu vekaletnamenin de yine davacı B.Holdings SARL yöneticileri tarafından değil, Belport Development Limited'in temsilcisi Paul Robinson tarafından imzalandığı,Belport Holdings SaRL.'ın ana sözleşmesi uyarınca şirketin (A) ve (B) Belport Holdings SaRL.'ın ortağı ve alacaklısı olan Chimichanga Corporation tarafından B. Development Limited aleyhine, Belport Holdings adına çıkarılan tüm vekaletlerle yasa dışı olarak temsil edilmesinin yasaklanması talebi ile açılan davanın yargılaması sonunda, Lüksemburg Bölge Mahkemesi'nce B. Development Limited'in dolaylı davaya dayanarak Türkiye'de açtığı ancak Belport Holdings SaRL.'ın davacı taraf olarak görüldüğü davalar hakkında bir değerlendirme yapamayacağının belirtildiği, davacı C.. W..'e 20.01.2010 tarihinde iadeli taahhütlü mektupla çağrının gönderildiği, TTK.'nun 368. md. hükümleri ile ana sözleşmeye uygun şekilde davet yapıldığı, Lüksemburg MK.'nun 1166. md. ile, şahsa münhasır olan haklar için, alacaklı B. Development'in bu hakkı kullanamayacağı açıkça belirtildiği, somut olayda genel kurul kararının iptali davası açma hakkı ortaklık sıfatından dolayı, şahsa münhasır bir hak niteliğinde olduğu, bu nedenle davalı şirkette ortaklık sıfatı bulunmayan ve davada taraf olmayan B. Development Limited'in 1166. md. hükmüne dayanarak Belport Holdings SaRL adına vekaletname düzenleyerek şahsa münhasır bir hakka bağlı dava açması mümkün olmadığı, vekaletnamede, B. Development Limited'in, borçlusu B.Holdings SaRL tarafından talep edilmeyen hakları talep, gerçekleştirilmeyen işlemleri gerçekleştirmede doğrudan menfaatin bulunması yani Belport Holdings SaRL'ın kendi mal varlığının kaybına hareketsiz kalması halinde alacağı tehlikeye düşecek olan Belport Development Limited'in onun yerine ve adına hareket etme yetkisi düzenlendiği gerekçesiyle davacı C.. W.. yönünden, kanıtlanamayan davanın reddine, B. Holdings SaRL yönünden ise 6100 s. HMK'nun 114/f ve 115 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, 6762 sayılı TTK’nun 381.maddesi uyarınca açılan davalı şirketin 13.02.2010 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı C.. W..'e 20.01.2010 tarihinde iadeli taahhütlü mektupla çağrının gönderildiği, TTK.'nun 368.md. hükümleri ile ana sözleşmeye uygun şekilde davet yapıldığı, Lüksemburg MK.'nun 1166.md. ile şahsa münhasır olan haklar için, alacaklı Belport Development'in bu hakkı kullanamayacağı açıkça belirtildiği, somut olayda genel kurul kararının iptali davası açma hakkı ortaklık sıfatından dolayı, şahsa münhasır bir hak niteliğinde olduğu, bu nedenle davalı şirkette ortaklık sıfatı bulunmayan ve davada taraf olmayan Belport Development Limited'in 1166.md. hükmüne dayanarak Belport Holdings SaRL adına vekaletname düzenleyerek şahsa münhasır bir hakka bağlı dava açması mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı C.. W.. yönünden, kanıtlanamayan davanın reddine, Belport Holdings SaRL yönünden ise 6100 s. HMK'nun 114/f ve 115.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Davacı ortaklar, anılan genel kurulda davacı Belport Holdings S.A.R.L’na ait oyların gerçek hak sahibi tarafından kullanılmadığını, bu şirkete ait hisselerin satışına ilişkin ihalenin feshedildiğini, bu nedenle genel kurulda toplantı ve karar nisabının sağlanamadığını, müvekkillerine usulüne uygun çağrı yapılmadığını, genel kurul çağrısının yetkisiz organ tarafından yapıldığını ileri sürerek işbu davayı açmışlardır. Dosya kapsamından Lüksemburg’da düzenlenen vekaletnameye istinaden açılan davada, davacı şirkete ait payların satışına ilişkin icrada yapılan ihalenin feshedildiği ve kararın kesinleştiği hususu sabit olup, davacı C.. W..’in davalı şirkette 1 adet pay sahibi olduğu davaya konu genel kurul hazirun cetvelinden de anlaşılacağı üzere çekişme konusu değildir. Bu durumda mahkemece, davacı C.. W..’in öncelikle ortak sıfatıyla aktif husumete ehil olduğu ve ihalenin feshi davasının kesinleşmesi ile de genel kurulda %95 paya ait oyun gerçek hak sahibi tarafından kullanılmadığı sabit olduğu dikkate alınarak, davacı C.. W.. tarafından açılan davanın kabulüne karar vermek gerekirken yerinde bulunmayan “kanıtlanamayan davanın reddine” şeklinde soyut gerekçelerle karar verilmesi doğru görülmemiştir.Davacı B.. S.. yönünden yapılan incelemeye gelince; davacı şirket ortağı olduğu davalı Belde Liman İşletmeleri A.Ş ‘nin %95 oranında payına sahip olduğunu ve usulsüz icra takibinin kesinleştirilmesi sonucu yapılan ihale ile payların dava dışı Phibros GmbH şirketine geçirildiğini, bu şekilde genel kurulda şirketin haklarının ketmedildiğini, şirketin diğer ortağı Chimichanga Co.’nun dava açmaya yanaşmaması nedeniyle MÖHUK. 9/4.maddesi uyarınca şirketin merkezinin bulunduğu yer hukukuna (Lüksemburg) göre geçerli bir vekaletnamenin düzenlendiğini, gecikmesinde sakınca bulunması olgusuna da dayanarak Lüksemburg MK. 1166.maddesi gereği dava açılması için verilen vekaletnamenin geçerli olduğunu, Lüksemburg’da bu şekilde düzenlenen vekaletnamenin geçersiz olduğuna dair açılan davanın leyhlerine sonuçlandığını ileri sürerek genel kurulun yokluğunun tesbitini talep etmiştir. Her ne kadar genel kurul iptali davaları şahsın hukuku ile ilgili ise de, dava konusu genel kurulda alınan kararların, dosyada bulunan ceza soruşturması ve takip hukukuna ilişkin dosya kapsamlarına göre netice itibariyle davacı şirketin mal varlıksal haklarında etkili bulunduğunun açık olmasına göre olayda Lüksemburg MK. 1166. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü ile davacı şirket vekiline verilen vekaletnamede bir usulsüzlük bulunmadığının kabulü gerekir. Bu itibarla mahkemece, dava konusu genel kurulda davacı şirketi temsil eden bir kısım yönetim kurulu üyelerinin azline karar verildiği ve alınan kararların mal varlıksal haklarını ihlal eder mahiyette bulunduğu, iddiaların ileri sürülüş şekli bakımından Lüksemburg MK. 1166.maddesindeki koşulların oluştuğu, bu nedenle vekaletnamenin geçerli olduğu, kaldı ki Türkiye’de aynı vekaletname ile açılan davalarda bu yönden bir usulsüzlük görülmediği, kararların derecatten geçerek kesinleştiği nazara alınıp, bu davacının da aktif husumet ehliyetini haiz olduğunun kabulü ile yukarıda açıklandığı üzere, bu davacıya ait ve davalı Belde Liman İşletmeleri A.Ş.’nin %95 payının gerçek hak sahibi tarafından genel kurulda temsil edilmemesi sebebiyle bu davacı tarafından açılan davanın da kabulü gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davacılar vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 381.maddesi uyarınca davalı şirketin 13.02.2010 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Yerel mahkemece, davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını, davacılar vekili temyize getirmiştir.Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı şirkette nama yazılı bir (1) adet pay sahibi olan davacı C. W.r’in genel kurul kararlarının yokluğunun tespitini talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, bulunduğunun kabulü halinde davacı C.. W..’in davasının kanıtlanıp kanıtlanmadığı,Davacı Belport Holdings Sarl’ın alacaklısı B. Development Limited şirketinin davada aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti davasını kendi adına mı, yoksa borçlusu Belport Holdings Sarl adına mı açtığı, ayrıca davacı şirket adına B. Development Limited şirketinin yetkilisi tarafından düzenlenen ve dosyaya ibraz edilen vekaletnamelerin geçerli olup olmadığı, varılacak sonuca göre davacı Belport Holdings Sarl adına açılan davanın kabulüne karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre; dosya kapsamından Lüksemburg’da düzenlenen vekaletnameye istinaden icra hukuk mahkemesinde açılan davada, davacı şirkete ait payların satışına ilişkin icrada yapılan ihalenin feshedildiği ve kararın kesinleştiği hususu sabit olup, davacı C.. W..’in davalı şirkette 1 adet pay sahibi olduğu davaya konu genel kurul hazirun cetvelinden de anlaşılacağı üzere çekişme konusu değildir. Ayrıca davacı C. W. davalı şirkette % 95 paya sahip diğer davacı B.. S..’ı temsilen yönetim kuruluna seçilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı C.. W..’in öncelikle ortak sıfatıyla aktif husumete ehil olduğu ve ihalenin feshi davasının kesinleşmesi ile de genel kurulda %95 paya ait oyun gerçek hak sahibi tarafından kullanılmadığı sabit olduğu dikkate alınarak, davacı C.. W.. tarafından açılan davanın kabulüne karar vermek gerekir. Diğer taraftan davacı B.. S.. yönünden yapılan incelemeye gelince; her ne kadar genel kurul iptali davaları şahsın hukuku ile ilgili ise de, dava konusu genel kurulda alınan kararların, dosyada bulunan takip hukukuna ilişkin dosyaların kapsamlarına göre netice itibariyle davacı şirketin mal varlıksal haklarında etkili bulunduğunun açık olmasına göre olayda Lüksemburg MK’nun 1166. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü ile davacı şirket vekiline verilen vekaletnamede bir usulsüzlük bulunmadığının kabulü gerekir. Bu itibarla mahkemece, dava konusu genel kurulda davacı şirketi temsil eden bir kısım yönetim kurulu üyelerinin azline karar verildiği ve alınan kararların mal varlıksal haklarını ihlal eder mahiyette bulunduğu, iddiaların ileri sürülüş şekli bakımından Lüksemburg MK’nun 1166. maddesindeki koşulların oluştuğu, bu nedenle vekaletnamenin geçerli olduğu, kaldı ki Türkiye’de aynı vekaletname ile açılan davalarda bu yönden bir usulsüzlük görülmediği, kararların derecatten geçerek kesinleştiği nazara alınıp, bu davacının da aktif husumet ehliyetine haiz olduğunun kabulü ile yukarıda açıklandığı üzere, bu davacıya ait ve davalı B. Liman İşletmeleri A.Ş.’nin %95 payının gerçek hak sahibi tarafından genel kurulda temsil edilmemesi sebebiyle bu davacı tarafından açılan davanın da kabulü gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Görüşmeler sırasında bir üye tarafından yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğundan onanması yönünde görüş beyan edilmiş ise de, Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş kabul edilmemiştir.Hal böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da uygun bulunan, Özel Dairenin bozma kararına uyulması gerekirken, davanın reddine ilişkin önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 17.04.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Ziynet eşyası-belirsiz alacak davası T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI ESAS NO : 2014/13262 KARAR NO : 2015/5108 Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2014 NUMARASI : 2013/626-2014/180 DAVACI : DAVALI : Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı Da KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMANIN KAYDA ALINMASI Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuç KİRA BORCUNA İTİRAZ • KİRA SÖZLEŞMESİ - İTİRAZIN KALDIRILMASI (.Dava, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 15.07.2010 tarihinde başlattığı icra takibinde 01.06.2009 başlang Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?