Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12236 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 8203 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : ÇİVRİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/01/2006NUMARASI : 2002/703-2006/22Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları A. D.nin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla 8 parça taşınmazını kızı davalı R.'ye ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiğini, R.ninde 6 parçasını diğer davalılara devrettiğini, temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve miras payları oranında tescil olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar ve davalılardan R. G. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma istemi değeri yönünden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacılar, çekişme konusu parsellerin temlik tarihinde miras bırakanları A. D. tasarruf ehliyetinin bulunmadığını, ehliyetli olsa bile kendilerinden mal kaçırma gayesiyle temlikin gerçekleştirildiğini ileri sürerek, pay oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Hemen belirtilmelidir ki, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.04.1990 gün ve 1990/1-152-236 Sayılı Kararında da vurgulandığı üzere davada dayanılan maddi olaylar bakımından bir kaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur.Öte yandan, dosya içeriğine ve toplanan delillere, özellikle iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriğine göre; davacıların pay oranında iptal ve tescil isteğinde bulundukları anlaşılmaktadır. M. A.nin ölüm tarihi (16.10.2002) gözetildiğinde terekesinin el birliği mülkiyetine, tabi olduğu ve davacıların dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu sabittir. El birliği mülkiyetinde ortaklardan birinin terekenin korunmasına ilişkin açtığı davalarda diğer ortakları temsil yetkisinin bulunduğu, alınacak hüküm sonucundan diğerlerininde yararlanacakları Türk Medeni Kanununun 702/4. maddesi hükmü gereğidir. Oysa, mülkiyet çekişmesinin bulunduğu ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması gibi hukuksal nedenlerine dayalı olarak pay oranında iptal ve tescil isteği ile açılan davalarda Türk Medeni Kanununun belirtilen maddesi hükmünün uygulama yeri bulunduğu söylenemez. Bir başka ifadeyle el birliği mülkiyetinin hukuksal yapısı gereği değinilen hukuksal nedenlerle pay oranında açılan davanın dinlenebilme olanağı bulunmamaktadır.Ne varki, mahkemece değinilen ilkeler gözardı edildiği gibi, kabul tarzı itibarı ilede, miras bırakanın temlikin yapılış tarihlerinde ehliyetli olup olmadığının 2659 Sayılı Yasanın 7/6 ve 16/d maddeleri gereğince Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile saptanması gerekirken, bu hususta hiç araştırma yapılmaması da doğru değildir.O halde, taraflar arasındaki çekişmenin sıhhatli bir çözüme kavuşturulabilmesi bakımından hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu göz önüne alınarak önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bidirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa miras bırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihlerinde miras bırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetsiz olduğunun anlaşılması halinde terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olması nedeniyle pay oranında dava açılamayacağından davanın reddedilmesi, yok eğer ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde, muvazaa iddialarının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.Davacılar ve davalı R.G.'in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.