MAHKEMESİ : CEYHAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/03/2008NUMARASI : 2007/243-2008/76Taraflar arasında görülen davada;Davacı, Hazine adına kayıtlı 490 parsel sayılı taşınmazın, imar uygulamasına tabi tutulup, 459 ve 460 parseller sonrasında 305 ada 1 parsel olarak davalı belediye adına tescil işlemlerinin yapıldığını ancak, imar uygulamasının iptaline yönelik idari yargıda açtıkları dava sonucunda mahkemece verilen belediye encümen kararının iptaline ilişkin kararın kesinleştiği fakat, davalı belediyenin taşınmazın geriye dönüş işlemini yapmadığını ileri sürerek, davalı adına tescil olunan 305 ada 1 parselin, düzenleme öncesi kadastral durumuna dönüştürülerek, Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, kesinleşen idari yargı kararları ile iptal edilen imar uygulamlarının mahkeme kararı ile düzeltilmesinin imkansız olduğunu, davacının da idare mahkemesinin iptal kararının infazı amacıyla, davalı belediyeye, geriye dönüştürme istemli başvurusunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, imar parselinin dayanağı bulunan idari kararın, idari yargı yerinde iptal edilmiş olması ve yolsuz tescil durumunda kalan mevcut parsellerin geriye dönüş işleminin belediyece yapılmaması gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, kadastral parselin ihyasına ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan kanıtlardan davacı Hazinenin önceden maliki olduğu parselin imar uygulamasına tabi tutularak yeni parsellerin oluştuğu ve imar parsellerinin dayanağı olan idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek, iptal kararının kesinleştiği, böylece imar parseleri ile ilgili sicil kaydının illetten mücerret hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve bu olgu Mahkemece benimsenmek suretiyle Türk Medeni Yasasının 1025. maddesi hükmü gereğince davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Bu yönlere değinen tarafların temyiz itirazlarının reddine.Ancak, dava kabul edildiğine göre, harçtan muaf olmayan Belediyenin nispi harçtan sorumlu tutulmaması, davacı Hazine yararına keşfen belirlenecek değer üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca nispi avukatlık ücretinin takdir ve tayin edilmesi gerekirken keşfen dava değerinin belirlenmemiş olması ve ayrıca nispi harcın belirlenecek değer üzerinden tayin edilmemiş olması doğru değildir.O halde tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.