MAHKEMESİ : FATİH 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/02/2008NUMARASI : 2007/89-2008/11Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 25 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümü davalının haksız şekilde kullandığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddianın subut bulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.11.2008 Cuma günü 9.40 da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelen, gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, çaplı taşınmazdaki bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazı haklı ve geçerli bir sebebi olmaksızın kullandığı, kiracılık savunmasınında kanıtlanamadığı gözetilmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir reddine,Ancak, davacı taşınmazı kayden 7.4.2006 tarihinde satın almış, davalıya 19.1.2007 tarihinde ihtarname çekerek taşınmazı satın aldığı tarihten itibaren bir ay süreyle davalının oturmasına muvafakat ettiğini ancak sürenin bitimine rağmen evi boşaltmadığını bu nedenle haksız işgalci konumunda bulunduğunu bildirerek ecrimisil isteğiyle birlikte taşınmazı boşaltmasını ihtaren tebliğ etmiş ve bu konudaki ihtarname 25.1.2007 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir.O halde, davacının ecrimisile müstahak olduğu tarihin başlangıcının davacının taşınmazı edindiği 7.6.2006 tarihinden itibaren geçecek bir aylık sürenin dolmasından itibaren başlatılması gerekeceği tartışmasızdır.Nevarki; mahkemece bu husus gözardı edilerek muvafakat edilen sürenin ecrimisilin hesabına dahil edilmiş olması ve buna göre ecrimisilin hüküm altına alınmış olması doğru değildir.Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.